"Ebeveynlerin çocuklarına öğretebileceği en önemli şey onlar olmadan nasıl devam edecekleridir." | Open Subtitles | أهم شيء يمكن للأهل أن يعلموه لأولادهم هو كيف يتابعوا بدونهم |
Hamileliği atlatmanın bedeli bu laneti çocuklarına taşımaktı. | Open Subtitles | جائزة نجاتهم من ذلك الحمل هو نقل اللعنة لأولادهم |
Ta ki bizden arta kalanlar çocuklarına anlattıkları masalsı canavarlara dönüşene kadar. | Open Subtitles | إلى أن يكون كل ما يتبقى لنا هو الوحوش في القصص التي يروونها لأولادهم |
İnsanların çocuklarına anlattığı hikayelerden biridir. | Open Subtitles | اعتاد الناس أن يحكوها لأولادهم |
İşte hikâyenin içinde hikâye: Kalanlar ve gidenler bir hikâyenin tarihini yanlarında taşıdılar, yazıya geçirmenin ona tutunmanın tek yolu olmadığını içten içe biliyorlardı, uzun bir günün sonunda verandada oturup çocuklarına bir hikâye anlatabileceklerini biliyorlardı. | TED | لكن إليكم القصة داخل هذه القصة: أولئك الذين رحلوا وأولئك الذين بقوا جميعهم حملوا معهم تاريخ قصة، علِموا في قرارة أنفسهم أن كتابتها ليست الطريقة الوحيدة لحِفظها، علِموا أنهم يستطيعون أن يجلسوا في نهاية يومٍ طويل على شرفاتهم أو درجات مداخلهم ويقُصّوا حكاية مسهبة لأولادهم. |