Olayı hatırlamadığına göre bir karar vermek için erken. | Open Subtitles | وكما نرى أنه ليس لديك أي قدرة على التذكُر هذا غير ناضج لإتخاذ القرار |
Karar vermek için bir saniyeden az sürem vardı. | Open Subtitles | كان لدي ثانية أو ربما أقل من ذلك لإتخاذ قرار حكيم |
Başkan karar vermek için gerekli tüm bilgiye sahip. | Open Subtitles | لنعطي للرئيس المعلومات التي يحتاجها لإتخاذ قرار |
Karar verme süreçlerine katkı koyarak, başarıyı artırabilirdi. | TED | يمكنها أن تعطي مصداقية لإتخاذ القرار، معطيةً زخماً للنجاح. |
Son hükmü vermesi için adli tabibi bekleyeceğiz ama bizimle aynı manzaraya bakıyorsun. | Open Subtitles | نحن ننتظر التحاليل لإتخاذ القرار النهائي ولكنك تنظر الى نفس الصورة التي ننظر اليها |
Sizler binlerin ve hatta milyonların hayatlarını etkileyebilecek kararlar vermeye alışıksınız. | Open Subtitles | أنتم رجال مستعملون جداً لإتخاذ القرارات التي تؤثر على حياة الآلاف بل والملايين من الناس |
Başka birinin eklemek istediği bir şey yoksa, kararımızı vermek için davayı erteliyoruz. | Open Subtitles | -إذن مالم يكن هناك أحد لديه شيء ليضيفه سنقوم بالتأجيل لإتخاذ قرارنا -ماري؟ |
Üç gün sonra Tokyo'da yeni dünya düzenine karar vermek için bir güvenlik konferansı düzenlenecek. | Open Subtitles | ثلاثة أيام، وسيعقد هناك مؤتمر أمني في طوكيو. لإتخاذ قرارالنظام العالمي الجديد. |
Sanırım karar vermek için yeterli bilgiye sahibiz. | Open Subtitles | أعتقد أنه لدينا ما يكفي من المعلومات لإتخاذ قرار |
Karar vermek için yeterli aralık olduğunu sanırsın ama sonra kalmaz. | Open Subtitles | إنّكِ تظنين لازال هُناك مُتسع من الوقت لإتخاذ القرارات و لكن بالواقع لا يوجد. |
Sen de Casey ile ilgili karar vermek için çok beklememelisin. | Open Subtitles | حسناً ، لا يجب عليك الإنتظار وقتاً طويلاً لإتخاذ قرار بشأن كايسي |
O kararı vermek için iki kişi gerek. | Open Subtitles | يا صديقي, الأمر يتطلب رأي شخصين لإتخاذ القرار |
Bu kararı vermek için pek doğru bir zaman değil bence. | Open Subtitles | لا أعتقد أنها ليلة ملائمة لإتخاذ قرار كذلك |
Karar vermek için ne kadar gerekiyorsa o kadar bekleyeceğim. | Open Subtitles | سأحتاج إلى أطول وقت مُمكن لإتخاذ قرار مثل ذلك |
Jüri karar vermek için ayrılabilir mi? | Open Subtitles | هلا خرجت هيئة المحلفين لإتخاذ القرار؟ |
-Fuller, karar vermek için... | Open Subtitles | -فوللر" لقد كان لدينا ثانيتين لإتخاذ القرار" |
Yüzbaşı Fuller, karar vermek için iki saniyemiz vardı. | Open Subtitles | كابتن "فوللر" لقد كان لدينا ثانيتين لإتخاذ القرار |
Ama eğer evliyseniz, muazzam bir karar verme mekanizmasının bir parçasısınızdır. | Open Subtitles | وعندما تكون متزوجاً فأنت جزء من هيئة لإتخاذ قرارات |
Yaşamak için bir yere karar vermesi gerek. | Open Subtitles | إنه بحاجة لإتخاذ قرار بشأن مكان للعيش فيه.. |
- Donny Culpepper'ı salmak. Bunun gibi kararlar vermeye yetkin yok. | Open Subtitles | لا تملك أيّ حق على الإطلاق لإتخاذ قرارات كهذه |