"لإحضاره" - Traduction Arabe en Turc

    • almaya
        
    • getireyim
        
    • getiririm
        
    • getir
        
    • getirmek
        
    • çağırayım
        
    • getirdiğin
        
    • Onu getirdiğiniz için
        
    Bu Doktor Nicolai. Top, bir fişek daha yak. Onu almaya gidiyorum. Open Subtitles هذا دكتور نيكولاس توب أشعل ضوء أخر سأذهب لإحضاره
    Onun olmalı, onu almaya gittiğimde sigara kokusunu almıştım. Open Subtitles من المؤكد أنّها سيجارته، لقد كانت تفوح منه رائحة الدخان، حينما ذهبت لإحضاره
    Peki, ben gidip onu getireyim, siz ikiniz eve gidin. Open Subtitles حسناً، إنني ذاهبة لإحضاره و أنتما اذهبا للمنزل
    Kemanınızı da istemeden önce gidip getireyim. Open Subtitles دعونا نذهب لإحضاره قبل أن تبدأي بالعزف
    Sadece ne olduğunu söyle. Ben gider getiririm. Open Subtitles فقط أخبريني ما هو ، و سوف أذهب فوراً لإحضاره حسناً؟
    O zaman git getir onu, çünkü birleşmenin şartlarını netleştiriyoruz. Open Subtitles ماكنت لأخاف طالما أنّ وحشي "كوكي" معي حسنٌ، اذهب لإحضاره لأنّنا سنقوم بوضع اللمسات الاخيرة على شروط هذا الإندماج
    Bunun arkasında Bill'in olduğuna inanıyorum ve onu size getirmek için kanıt toplayacağım. Open Subtitles ،أظنه المسؤول عن هذا وأنا أجمع الأدلة لإحضاره لك
    Kızı bıraktıktan sonra hastaneden raporu almaya - tenezzül etmemişler. Hâlâ orada. Open Subtitles لإنهم بعدما تركوها، لم يذهبوا للمشفى لإحضاره.
    Yok, hep birlikte gideriz onu almaya. Open Subtitles كلا، سوف نكون كلنا هناك لإحضاره
    Cep telefonumu düşürmüşüm, almaya geldiğimde seni gördüm. Open Subtitles أوقعت هاتفي الخليوي وجئت لإحضاره فرأيتك
    Belki de o hâlâ annemle babamın onu almaya gelmesini bekliyordur. Open Subtitles لعلّه لا يزال ينتظر والديَّ لإحضاره
    Vitrin sileceği düştü, bende onu almaya eğildim... Open Subtitles منظف النافذه سقط وذهبت لإحضاره
    Telefon yatak odasında, ben getireyim. Open Subtitles إن الهاتف في حجرة النوم سأذهب لإحضاره
    Tamam, gidip onu getireyim. Open Subtitles -حسناً، ربّما عليّ الذهاب لإحضاره
    Ah, bunu kesin gömer. Ben gidip getireyim. Open Subtitles ستنجح فيه, سأذهب لإحضاره
    Ama nerede olduğunu biliyorum. Gider, alır ve size getiririm. Yemin ederim. Open Subtitles لكنني أعلم أين يكون سأذهب لإحضاره و بعدها سأعطيك إياه , أقسم لك بذلك
    Ben gidip getiririm, tamam mı? Ne oldu da bu kadar uzun sürdü? Open Subtitles سوف أذهب لإحضاره ماذا بحق الجحيم الذي أخّرك هكذا ؟
    Sen gidip getir. Open Subtitles ستذهب أنت لإحضاره
    O zaman neden onu buraya getirmek için bu kadar zahmete girdin? Open Subtitles إذن لماذا قد خُضنا كل هذه المتاعب لإحضاره إلى هُنا ؟
    Yani o gelir. Hemen çağırayım. Open Subtitles هو سيعود ، سأدخل لإحضاره
    getirdiğin için sağol -Bunu yaptığıma inanamıyorum Open Subtitles شُكراً لإحضاره لا أصدق أنكَ أوصلتَ الأمور إلى هذا الحد
    Onu getirdiğiniz için çok teşekkürler. Open Subtitles -شكرًا جزيلاً لإحضاره .

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus