Görgü tanıklarından biri dün gece birinin kızı kaçırmak için arazi aracını kaldırdığını görmüş. | Open Subtitles | لديّ شاهد يقول بأنه رأى شخصاً يرفع سيارة عائلية لإختطاف فتاة ليلة البارحة |
Sence bu kadın gerçekten kendi kızını kaçırmak için paralı askerlerden oluşan bir ekip tutar mı? | Open Subtitles | هل تعتقدين حقاً أن تلك السيدة ستُوظف فريقاً من المُرتزقة لإختطاف ابنتها ؟ |
İkincisi: Bir Lufthansa uçağını kaçırma olanağımız var. | Open Subtitles | إثنان هناك إمكانيه لإختطاف طائرة لوفتهانزا |
Umursamayan kişinin kafası adam kaçırma planlarıyla meşgul demektir. | Open Subtitles | أرى أنه مشغول جداً للإهتمام بتخطيط لإختطاف |
Birini kaçırıp alıkoymaktan tutuklanabileceğinizi biliyor musunuz? | Open Subtitles | هل يعرفون أنهم يمكن أن يكونوا معتقلين لإختطاف شخص ما |
Programı ele geçirmek için arkadaşının karısını kaçırmaya ihtiyacı yok ki. | Open Subtitles | هو لا يحتاج لإختطاف زوجة صديقه حتى يضع يديه على البرنامج |
Birinin kaçırılması için bildiğim tek neden bu. | Open Subtitles | هذا هو السبب الوحيد الذي يدفع أحد لإختطاف شخص ما |
En önemlisi şüpheli satanist takvimiyle uyumlu bir programa göre çalışıyor ve gün bitmeden yeni bir kurban daha kaçırmayı planlıyor. | Open Subtitles | لكن الأهم هذا الجاني يعمل وفق جدول زمني محدد و الذي يتوافق مع الروزنامة الشيطانية و لديه خطط لإختطاف ضحية أخرى قبل إنتهاء اليوم |
Hükümet temsilcisi ve belediye başkanı bu şehirdeki tüm manyakların birilerini kaçırmasına ön ayak olmak istemiyor. | Open Subtitles | أعني المفوّض ورئيس البلدية... قرّروا أن لا يضعوا دعوة سابقة... لكلّ معتوه في هذه المدينة لإختطاف شخص ما. |
Ya da bir FBI ajanını düğününden kaçırmak gibi. | Open Subtitles | في إنتهاك مُباشر للسياسة الأمريكية الخارجية أو لإختطاف عميلة فيدرالية من حفل زفافها الخاص |
Polis tüm gücüyle ortadayken ve medya işin peşindeyken birini kaçırmak cesaret işi. | Open Subtitles | حسناً، يتطلَّب الأمر بعض الجرأة لإختطاف امرأة أخرى مع الوجود المكثف للشرطة و كل هذه التغطية الإعلامية |
Önce bir hastayı kaçırmak için kendini akıl hastanesine kapatıyorsun daha sonrada onunla birlikte kaçıyorsun. | Open Subtitles | أولاً ، تقود بإدخال نفسك إلى مُستشفى للأمراض العقلية فقط لإختطاف مريض آخر والهرب |
Kızı kaçırmak çok kolay olacak. | Open Subtitles | سيكون الأمر سهلاً لإختطاف الفتاة. |
Belki de olası bir kaçırma için prova yapıyordunuz. | Open Subtitles | ربما كنت تقوم بالإعداد لإختطاف محتمل |
Jessica Carrodus'u kaçırma suçuyla tutuklusun. Bir şey söylemek zorunda değilsin... | Open Subtitles | أنت قيد الإعتقال لإختطاف (جيسيكا كارودس) , ليس عليك أن تقولي شيئاً |
Livia'yı kaçırıp, kütüphaneye götürmek için sihir yapmış olabilir mi? | Open Subtitles | لابدّ أنهُ إستخدم تعويذةٌ ما، لإختطاف ،والذهاب بها للمكتبة؟ |
Bu çocuğu kaçırıp ormanda büyütmem gerekecek. | Open Subtitles | سأضطر لإختطاف ذلك الطفل وأربيه بالغابة |
Geçen gün çarşıya bir kızı kaçırmaya geldiler. | Open Subtitles | جاءوا يوماً لإختطاف فتاة في المركز التجاري |
Belki bundan sonra kimi kaçırmaya çalışacaklarıyla başlayabiliriz. | Open Subtitles | لربّما مع من هم نظر لإختطاف قادمة. |
Şimdi bana öyle leziz bir sandviç yap ki o yerin havaya uçurulmasından ve Albert Machado'nun kaçırılması olayından Filipinli ayrılıkçılar sorumlu olsun. | Open Subtitles | وتلفيق الأمر لمجموعة فلبينية مُنشقة, لإختطاف (ألبيرت ماتشادو) الدخول الأن أمرٌ خاطئ |
Bruno Hauptman Charles Lindbergh Jr'un kaçırılması ve öldürülmesi suçlarından tutuklusunuz. | Open Subtitles | (برونو هابتمان)... أنت رهن الإعتقال لإختطاف وقتل إبن (تشارلز ليندبرغ). |
Birini kaçırmayı planlıyormuş. | Open Subtitles | إنّها تُخطط لإختطاف شخصٍ ما. |
Adamın çocuklarını kaçırmasına yardım ediyorsun. | Open Subtitles | -أتساعدينها لإختطاف أطفال الرجل... |