Sorgulama için geldim, son 8 yılımı gömdüm, işe geri döndüm. | Open Subtitles | فأنا قادمه لإستخلاص المعلومات ودفن الثمانى سنوات الماضيه ، والعوده للعمل |
Işin köküne iniyorlar ve yaptıkları her alişverişten tam verim almak için her yola başvuruyorlar. | TED | وهم يبحثون بعمق عن طرق لإستخلاص القيمة أمام المشتروات التي يشترون |
Şimdilik seni brifing için güvenli eve ulaştıralım da sonra maça yetişip yetişemeyeceğimize bakarız. | Open Subtitles | دعنا نوصلك إلى المنزل الآمن لإستخلاص المعلومات، وبعدها سنرى إذا كان بإمكاننا اللحاق بلعبة الكرة |
Kasa numarasını biliyorlar. Eşyayı almaları için kesin emir verdim. | Open Subtitles | لديهم رقم القفص، أوامر محددة لإستخلاص العنصر |
Sorgulama için Moskova'ya götürülüyorsun. | Open Subtitles | سيتم نقلك إلى روسيا لإستخلاص المعلومات منكِ |
Şimdi, başarılı olabilmemiz için gerekli olan tek kriter gizlilik. | Open Subtitles | الأن، السريّة ستكون أمرا حاسمًا لإستخلاص النجَاح. |
Erişilenler'in bir organizmanın içindeki tüm potansiyeli dışarıya çıkartmak için yöntemleri var. | Open Subtitles | الــ"ريتش" لديهم طرق لإستخلاص طاقة الكائن الكلية. |
Sorgulamam için bana devredilen bir sivilden. | Open Subtitles | - ليس دمي - من مدني مُخصص لإستخلاص المعلومات مني |
Sorgulama için geri getirilmeleri gerekiyor. | Open Subtitles | لإستخلاص المعلومات |
Eski ajan Ben Mercer için yalan makinesi testi. | Open Subtitles | جهاز كشف الكذب لإستخلاص المعلومات (من العميل السابق (بن ميرسر |
Regan sorgu için hazırlanıyor. | Open Subtitles | وتستعد (ريجن) لإستخلاص المعلومات |