Kendisi için nadir bulunan mallar taşıdığım bir müşterim ona ait bir şeyi yeniden almamı istedi. | Open Subtitles | عميل لديّ ، يستطيع نقل البضائع النادرة وقد طلب مني ترتيب عمليّة لإسترجاعها |
Kendisi için nadir bulunan mallar taşıdığım bir müşterim ona ait bir şeyi yeniden almamı istedi. | Open Subtitles | عميل لديّ يستطيع نقل البضائع النادرة وقد طلب مني ترتيب لإسترجاعها |
Ama sonunda sen evine dönünce gücümüzü geri almak için bir yol bulabileceğimizden eminim. | Open Subtitles | لكن مع عودتك أخيراً، أعلم أنهُ بإمكاننا أن نجد طريقةٌ لإسترجاعها. |
Bak dostum bir kadını kaybetmenin milyonlarca yolu mevcuttur ama onu geri kazanmanın sadece tek bir yolu vardır. | Open Subtitles | انظر يا صديقي هناك مليون طريقة لإضاعة بنت. و لكن فقط هناك طريقة واحدة مؤكدة لإسترجاعها. |
Mesaj takası için olan gizli yer! | Open Subtitles | و من ثمّ تقوم بالترتيب لإسترجاعها في وقتٍ لاحقٍ هذا الفعل |
Sevgilisi ondan ayrılmış ve onu geri kazanmak için yanına uçuyor. | Open Subtitles | خليلته انفصلت عنه و هو يقوم بالسفر إليها لإسترجاعها |
Sevgilisi ondan ayrılmış ve onu geri kazanmak için yanına uçuyor. | Open Subtitles | خليلته انفصلت عنه و هو يقوم بالسفر إليها لإسترجاعها |
Onu geri getirebilmek için yapabileceğimiz bir şey yok. | Open Subtitles | ليس هناك ما يمكننا أن نفعله لإسترجاعها |
geri alman için tek umut benim. | Open Subtitles | أنا أملكِ الوحيد لإسترجاعها. |
Onu kurtarmak için yardim etmek istiyorum. Hayir! | Open Subtitles | -أريد مساعدتكَ لإسترجاعها |
Sigorta şirketi beni onu bulmak için kiraladı. | Open Subtitles | -شركة التأمين قد استأجرتي لإسترجاعها . |
Bu da onu geri alma şansın. | Open Subtitles | وهذه فرصتك لإسترجاعها |