Ona bu yüzden gittim. geri almak için bir yol bulmaya çalışacaktım. | Open Subtitles | ولهذا السبب ذهبت لأراه , لإيجاد طريقه لإستعادته |
Ona bu yüzden gittim. geri almak için bir yol bulmaya çalışacaktım. | Open Subtitles | ولهذا السبب ذهبت لأراه , لإيجاد طريقه لإستعادته |
Defter bir işe yaramaz ama onu almak için Berlin'e geldin. | Open Subtitles | لقد حصلنا على الخريطة و أصبح الكتاب عديم الفائدة و مع ذلك عدت إلى برلين لإستعادته |
O hazineyi bulmak 40 yılımı aldı ve bir 40 yıl daha sürse bile onu geri almayı planlıyorum. | Open Subtitles | لقد أخذ ذلك مني أربعين سنةً للعثور على هذا الكنز و أخطط لإستعادته, حتى لو أخذ ذلك مني أربعين سنة أخرى |
Sigorta komisyoncusu onları geri getirmek için sana küçük bir servet vermem için bana yetki verdi. | Open Subtitles | وسيط تأمينه فوضني لدفع ثورة صغيرة لإستعادته |
geri almak için birkaç gün lazım. | Open Subtitles | سأحتاج إلى يوم لإستعادته. إنتظر، ليس عليك أن تُغادر بهذه اللحظة. |
Ama şimdi, gerekirse hayatımı geri almak için hayatım üstüne ticaret yapmaya hazırım. | Open Subtitles | و الآن أنا على إستعداد أن أبيع حياتي لإستعادته |
Onu geri almak için elimizden gelen her şeyi yaptığımızdan emin olmak istedim. | Open Subtitles | أردت التأكد أننا نبذل أقصى ما نست لإستعادته. |
Elektriği kestiğimiz anda fabrikayı geri almak için tüm imkanlarıyla saldıracaktır. | Open Subtitles | حالما نقطع الكهرباء سوف ترسل كل ما لديها لإستعادته |
O halde ülkemizi geri almak için biraz daha çalışacağız demektir. | Open Subtitles | حسناً، أعتقد بأن يجب علينا فقط العمل بشدة قليلاً لإستعادته |
O halde ülkemizi geri almak için biraz daha çalışacağız demektir. | Open Subtitles | حسناً، أعتقد بأن يجب علينا فقط العمل بشدة قليلاً لإستعادته |
Onu anneme bıraktım. Hep geri almayı düşünüyordum. | Open Subtitles | لقد تركته مع أمي , دائماً أخطط لإستعادته |
Peki onu nasıl geri almayı planlıyorsun? | Open Subtitles | وكيف تخططين لإستعادته ؟ |
onu geri almama yardım edeceksin yoksa iğneleri, sana yapacaklarım yanında gıdıklama gibi kalır. | Open Subtitles | و ستساعدني لإستعادته,.. و إلا ستكون لدغتهم كالدغدغة مقارنة ًبما سأفعله معك |
onu geri getirmek tam üç saatimizi aldı. | Open Subtitles | أخذنا ثلاث ساعات لإستعادته. |
Bana getirmek için 48 saatin var. | Open Subtitles | {\pos(195,223)}لديك 48 ساعة لإستعادته من أجلي |