İşte, burdasın. Herkes sabah havası almak için dışarı çıktı. | Open Subtitles | ها أنت ,الجميع خرجوا لإستنشاق هواء الصباح |
Adam akıntıya karşı zinciliyken 100 metre yüzdü ve nefes almak için hiç yüzeye çıkmadı. | Open Subtitles | لقد سبح 100 متر ضدّ التيار وهو مُقيّد، لمْ يخرج أبداً لإستنشاق الهواء. |
Çocuk nefes almak için dışarı çıkmalı. | Open Subtitles | أقصد، عليه الخروج لإستنشاق الهواء في أي مرحلة. |
Biraz hava almak için dışarı cıkcam tamam mı? | Open Subtitles | سأخرج لإستنشاق بعض الهواء, مفهوم؟ |
İzninizle, biraz hava almam gerek. | Open Subtitles | أعذريني. أحتاج لإستنشاق بعض الهواء. |
- Aman Tanrım. Hava almam gerek. | Open Subtitles | ياإلهي , أحتاج لإستنشاق بعض الهواء |
O yüzden hava almak için dışarı çıktım. | Open Subtitles | لذلك .. خرجت إلى الخارج لإستنشاق الهواء |
Temiz hava almak için dışarı çıkmış olmalı. | Open Subtitles | لا بدّ أنّه خرج لإستنشاق بعض من الهواء. |
Biraz hava almak için pencereyi açtı ve kendini aşağı doğru sarkıttı. | Open Subtitles | لذا فإنّه فتح النافذة لإستنشاق بعض الهواء النقي وكان يميل أمام حافة النافذة، وفجأة... |
Hava almak için yürüyüşe çıkmıştım. | Open Subtitles | انا خرجت لإستنشاق بعض الهواء |
Watts Nora'nın 9:30'da şampanyadan sonra biraz temiz hava almak için yukarı çıktığını söyledi. | Open Subtitles | يقول (واتس) أنّ في تمام الساعة الـ9: 30، تذهب (نورا) إلى الجانب العلوي لإستنشاق بعض الهواء النقي بعد تعاقر الكثير من الشمبانيا. |
Benim hava almam lâzım. | Open Subtitles | أحتاج لإستنشاق بعض الهواء. |
Benim hava almam lazım. | Open Subtitles | أحتاج لإستنشاق الهواء |