Yüzlerce ağız arayış içinde doymak bilmez iştahlarını tatmin etmek için yepyeni bir yer. | Open Subtitles | مئات الأفواه تبحث عن مكان جديد لإشباع شهيتها الهائلة |
Markon kendi açlığını tatmin etmek için Ori'dan uzaklaştı, ancak ne kadar yerse yesin hiç bir zaman doymadı. | Open Subtitles | ماركون سار بعيدا عن أوراي لإشباع جوعه، لكن مهما كان يأكل، هو لا يشعر بالشبع. |
Gecenin bir yarısı cinayet mahalline hastalıklı merak duygumu tatmin etmek için gitmiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أذهب إلى مسارح جرائم القتل في منتصف الليل لإشباع فضول بعض المهووسين |
Gelecekteki kız arkadaşını tatmin etmeye de yetebilir ama mesleki gururunun gerçek tabloları bulmaya ihtiyacı var. | Open Subtitles | حسنا، قد يكون كافيا لإشباع صديقتك في المستقبل لكن فخر المهنة يتطلب استرداد اللوحات الحقيقية |
Cinsel olarak yozlaşmış, imansız sadece en acil ve önemli ihtiyaçlarını tatmin etmeye çalışan biri. | Open Subtitles | ماجن فاجر جنسياً... يسعى فقط لإشباع غرائزه... ورغباته الملّحة |
Takıntımı tatmin etmeye. | Open Subtitles | لإشباع هوسي. |
Kendi bölgelerindeki meyveleri silip süpürmüşler ve açlıklarını tatmin etmek için sınırı aşmışlar. | Open Subtitles | لقد انمحت الفاكهة من منطقتهم وقد تعدّو الحدود لإشباع جوعهم |
Binaları ruhsal ihtiyaçlarını tatmin etmek için yakıyor. | Open Subtitles | إنّه يحرق هذه المباني لإشباع حاجة داخليّة. |
Kendi merak duygunuzu tatmin etmek için bir adamın hayatını riske attınız. | Open Subtitles | هل تضع حياة شخص ما في خطرٍ لإشباع فضولك؟ |
Sadece fiziksel dürtülerini tatmin etmek adına kendisi için cinselliğin peşinden koşmayı kastediyorum. | Open Subtitles | أعني بذلك سعيهن لإشباع أنفسهن جنسيّاً، ببساطة لإشباع رغبة جسدية. |
Eksik olan birbirimize bağlı olmamıza rağmen, modern ve laik toplumun, dindışı ve sıradan olan benliklerimizi tatmin etmek için kurulmuş olması. | TED | ما لا ندركه هو أننا ذوي مستويين ، ولكن الحياة المدنية ، والمجتمع العلماني بُني لإشباع رغباتنا السفلية ، وأهوآءنا المُدنَسَة. |
Fakat dünyamın tarihinde, bazı kitlelerin, gereksinimlerini tatmin etmek amacıyla başkaları yerlerinden edilmiştir. | Open Subtitles | لكن بعض الفصول الحالكة السواد في تاريخ عالمي، تنطوي على الإخلاء القَسْري لجماعة محدودة من البشر، لإشباع متطلبات جماعة أكثر عددًا. |
Senin ve tanıdığın herkesin, dünyanızı ziyaret etmek için para ödeyen insanların arzularını tatmin etmek için yaratıldığınızı söylersem? | Open Subtitles | "وأنك وكل معارفك صُنعتم لإشباع رغبات" "من دفعوا لزيارة عالمكم؟" |
- Sırf kendini tatmin etmek için, sırf... | Open Subtitles | لإشباع غايتك من... |