Pekala, dinle beni, dediğim gibi, gerektiğinde, ateş et, tamam mı? | Open Subtitles | حسناً، إسمعي. ما أقوله لكِ إذا رأيتِ فرصة لإطلاق النار، فخذيها |
Bu yıl 5 Eylül'de şartlı tahliye için müracaat etti. | Open Subtitles | قدم طلب لإطلاق السراح في الخامس من سبتمبر هذا العام |
Komuta/Silah: Stratejik füze fırlatımı için... 1SQ'ya geçişin tahmini süresi, 14 dakika, efendim. | Open Subtitles | من غرفة التسليح للتحكم الوقت المتوقع للأستعداد لإطلاق الصواريخ هو 14 دقيقة سيدي |
serbest bırakılmasının üzerinden 2 yıl geçmişti. | TED | كانت الذكرى السنوية الثانية لإطلاق سراحه. |
Karşı tehdit. Füzeleri fırlatmaya hazır olun. | Open Subtitles | الإجراءات المضادة استعداد لإطلاق الصواريخ المضادة |
Büyük ihtimalle üç ya da dört silahlı saldırı kurbanıyla karşılaşacağız. | Open Subtitles | أهو رهان آمن أن نرى ثلاثة أو أربعة ضحايا لإطلاق النيران. |
Haydi! Roketleri ateşlemeye hazırlanın! Gidelim! | Open Subtitles | هيا , أستعدوا لإطلاق الصواريخ الدافعه لنذهب |
Örneğin, ben ve Başkan Ashwan belli bir süreye kadar ortalıkta görünmezsek, adamlarım o bataryalara ateş emri verecekler. | Open Subtitles | على سبيل المثال ينبغي عليّ وعلى الرئيس اشوان أن نعود في وقت معين وإلا رجالي لديهم أوامر لإطلاق النار |
İki el sağlam ateş için. Tek el ani ateş için. | Open Subtitles | تُستخدم اليدين لإطلاق النار المسؤول و اليد الواحدة لإطلاق النار المُنشق |
10 yıl sonra bil bakalım kim eyalet tahliye kurulu başkanı oldu? | Open Subtitles | بعد عشر سنوات خمّن من أصبح رئيس المفوضية الولائية لإطلاق السراح المشروط |
Günlük olay kayıtları, şartlı tahliye kayıtları eğitim müdürlüğünden alınan kredi geçmişleri. | Open Subtitles | جرائم اغتصاب و خروقات لإطلاق السراح المشروط وسجلات القروض من قسم التعلييم |
silah en son kendi penceresinde delik açmak için kullanıldıktan sonra kayboldu. | Open Subtitles | والآن، كلاهما ليست حقيقة أنه استخدم لإطلاق رصاصة باتجاه نافذتها تلك الليلة |
Kamyonet ve silah kullanacak iki kişi, benzin için de bir kişi, üç kişi eder. | Open Subtitles | واحد للقيادة ، وواحد لمليء البنزين وواحد لإطلاق الرصاص ، يعني نحتاج ثلاثة |
Çoklu görevin işimize yaramasını sağlayabiliriz, doğal yaratıcılığımızı serbest bırakabiliriz. | TED | يمكننا جعل تعدد المهام ناجعًا بالنسبة لنا لإطلاق العنان لإبداعنا الفطري. |
Komuta/Silah: Füze sistemleri 11 dakika içinde fırlatmaya hazır. | Open Subtitles | من غرفة التسليح للتحكم مستعدون لإطلاق الصواريخ خلال 11 دقيقة |
silahlı çatışma çıktı. Ajanlar öldü! | Open Subtitles | كان هناك تبادل لإطلاق النار في ذلك المكان والعميلان ميتان |
Bütün güç ön kalkanlara. Tüm silahları ateşlemeye hazır olun. | Open Subtitles | كل الطاقة توجه للدروع الأمامية استعدوا لإطلاق كل الأسلحة |
Yine de tanıdığım kızlar gerektiğinde ateş etmeye hazırlar. | Open Subtitles | ومع ذلك، فمن أعرفهن من الفتيات على استعداد لإطلاق النار عند الضرورة |
Tam otomatik, üçlü atış modu, sivil modellerde devre dışı bırakılmış. | Open Subtitles | أوتوماتيكي ، مع ثلاثة أوضاع لإطلاق الرصاص و تعطيل الوضع المدني |
Nişancı atışı yapmak için buraya hiç gelmemiş gibi gözüküyor. | Open Subtitles | يبدو أن قناصنا لم يكن هنا أبداً لإطلاق النار. |
...stratejik füze fırlatma hakkında, Kaptan. | Open Subtitles | من القيادة الوطنية المفوضة لإطلاق الصواريخ ، سيدي |
İkinci mekiği fırlatmak için çok beklediler. | Open Subtitles | لقد إنتظروا أكثر من اللازم لإطلاق المكوك الثانى |
Aslında çok basit.Kalkış yapmak için gülen ördeğe... silahları ateşlemek için papyonlu ineğe... ve palyaço yüzü sadece palyaço yüzü. | Open Subtitles | إنها بسيطة للغاية أنت تضغط البطة الضاحكة للإقلاع والبقرة المرتدية ربطة العنق لإطلاق النيران |
İnsanlara kurşun sıkıyor, onları öldürüyor, vuruluyor, arkadaşlarının öldürüldüğünü görüyorlar. | TED | يقومون بإطلاق النار وقتل من يشتبك معهم، ويتعرضون لإطلاق النار ويشاهدون زملائهم يقتلون. |