Tamam, yanlış anlamadım değil mi, bunu sadece annemi kızdırmak için yapıyorsun? | Open Subtitles | حسناً، لأكون على بينة فحسب لاتفعلين هذا إلا لإغضاب أمي؟ |
Diğer adamsa, aynı ajandayı alıp üzerine garip penis resimleri çizer. Sırf ajandacı elemanı kızdırmak için. | Open Subtitles | و هناك الرجل الآخر الذي يرسم أعضاء ذكوريّة غريبة على تلك الرزنامة، فقط لإغضاب صاحبها. |
İnsanları kızdırmak için çok iyi bir yol. Bunu bilen başka biri var mı? | Open Subtitles | تبدو وكأنها طريقة جيدة لإغضاب الناس هل يعرف شخص آخر بهذا؟ |
Şimdi bu zengin kız Ceres'teki babacığı kızdıracak ne yapmış olabilir? | Open Subtitles | الآن ، ما الذي قد تفعله فتاة ثرية لإغضاب والدها في " سيريس " ؟ |
Leon, bu adamları kızdıracak ne yaptın? | Open Subtitles | -يا إلهي (ليون)، ماذا فعلت لإغضاب هؤلاء؟ |
Aileni kızdırmanın en iyi yolu ismini her söylediklerinde böğürmek olur sanıyordum. | Open Subtitles | ظننت أن أفضل وسيلة لإغضاب والديك هي بالخوار في كل مرة يقولون بها إسمك |
Çünkü Führer'in gazabına uğramak istemiyorum. | Open Subtitles | لأننى لست مستعداً لإغضاب الزعيم |
Bu saçmalığa da babasını kızdırmak için bulaşmıştır herhalde. | Open Subtitles | أفترض أن هذا سبب تورطها بكل ذلك الهُراء لإغضاب أبيها |
Sevgili beyaz ırk, ailenizi kızdırmak için bir siyahla çıkmak sizi bilinçli yapmaz, götün teki yapar. | Open Subtitles | أيها البيض الأعزاء، إن مواعدة شاب أسود لإغضاب أهلكم لا يجعلكم عصريين بل يجعل منكم حمقى. |
Bana yalnızca annemi kızdırmak için onunla ilgilendiğimi düşündüğünü söyledi. | Open Subtitles | قال بأنني مهتمه به فقط لإغضاب أمي |
Ailemi kızdırmak için girmiştim bu işe zaten! | Open Subtitles | كنت أفعل هذا لإغضاب والدي فحسب! |
Birini kızdıracak bir şey mi yaptın? | Open Subtitles | ماذا فعلت لإغضاب شخصٍ ما؟ |
Cassio'yu kızdırmanın bir yolunu bulun. | Open Subtitles | . (استنبط وسيلة لإغضاب ( كاسيو |
Çünkü Führer'in gazabına uğramak istemiyorum. | Open Subtitles | لأننى لست مستعداً لإغضاب الزعيم |