Bir konuşma hazırlatacağım. | Open Subtitles | سأرتب لإلقاء خطاب. ينبغي لنا الظهور على التلفاز. |
Bir konuşma hazırlatayım. | Open Subtitles | سأرتب لإلقاء خطاب. ينبغي لنا الظهور على التلفاز. |
Politik Bir konuşma yapmak için doğru bir zaman değildi. | Open Subtitles | لم يكن ذلك الوقت المناسب لإلقاء خطاب سياسي |
Buraya konuşma yapmak amacıyla gelmemiştim ancak şunu belirteceğim. | Open Subtitles | ... لم آتِ هنا اليوم لإلقاء خطاب و لكنني سأقول هذا |
Buraya konuşma yapmak amacıyla gelmemiştim ancak şunu belirteceğim. | Open Subtitles | ... لم آتِ هنا اليوم لإلقاء خطاب و لكنني سأقول هذا |
Sevgi hakkında kalpleri yumuşatacak duygusal Bir konuşma yapmak için daha iyi kim var ki? | Open Subtitles | أيكم أكثر جاهزيه لإلقاء خطاب عاطفي عن الحب؟ |
Bir konuşma yapmayı planlamamıştım. | Open Subtitles | لم أكن أخطّط لإلقاء خطاب |