Annen Dünyayı kurtarmaya giderken birden seni buraya bırakmaya karar verdi demek, ha? | Open Subtitles | إذاً وهي في طريقها لإنقاذ العالم قررت أمكِ فجأة أن تترككِ هنا ؟ |
2001'de Dünyayı kurtarmaya kararlı, genç ve yeni bir doktordum. | TED | في 2001، كنت طبيبة مبتدئة ولامعة أخطط لإنقاذ العالم. |
Tereddüt etmeden HazMat giysinizi giyiyorsunuz ve Dünyayı kurtarmaya girişiyorsunuz. | TED | ودون أي تردد، ارتديتم بزتكم الواقية من المواد الخطرة استعداداً لإنقاذ العالم. |
dünyayı kurtarmak için gereken son dakikalar geçip giderken, bürokrasiyle uğraşıyoruz. | Open Subtitles | كمحاولات في وقت ضيق لإنقاذ العالم فإن هذا عمل بيروقراطي للغاية.. |
dünyayı kurtarmak için birini yollayacaksan, bundan hoşlanan birini bul. | Open Subtitles | إذا أرسلت شخص ما لإنقاذ العالم, تأكّد أنهم يحبّونه بهذه الطّريقة. |
Duyduğuma göre dünyayı kurtaracak bir alternatif enerji işi kuruyormuşsun. | Open Subtitles | إذن، لقد سمعت انكَ عُدت للمنزل بصحبة نوع ما من مخطط لطاقة بديلة لإنقاذ العالم |
Acele et, dünyayı kurtar. Tıpkı annen gibisin. | Open Subtitles | أسرعي لإنقاذ العالم, أنتِ كوالدتكِ تماماً |
Anne. Kişisel meselelerini Dünyayı kurtarma amacının önüne koymassın diye düşünürdüm. Kişisel mi? | Open Subtitles | كنت أظن أنك لن تدع المشاكل الشخصية تتدخل في عملنا لإنقاذ العالم الآن |
Yanımda olup dünyayı kurtarman gerekirdi. | Open Subtitles | يجب أن تكون بجانبي لإنقاذ العالم |
Dünyayı kurtarmanın tek yolu onu canlı canlı yiyen parazitleri yok etmek. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة لإنقاذ العالم هي بتدمير الطفيليات التي تأكله حيًا |
Dünyayı kurtaracağım diye kendisini tehlikeye atıp durur. | Open Subtitles | يخاطر بنفسه في محاولة لإنقاذ العالم |
Dünyayı kurtarmaya çalıştığın zaman bunu Aydınlık ya da Karanlık taraf için yapıyor olmayacaksın kendin için yapıyor olacaksın. | Open Subtitles | عندما تذهبين لإنقاذ العالم انت لا تفعلين ذلك من اجل النور والظلام انت تفعلين ذلك من اجلك |
Tüm manipülasyon araçlarımı kullanacağımı söyledim. Hile olsun, kazara kalem düşürmek olsun. Bunları size karşı kullanarak Dünyayı kurtarmaya karşı da kullanmış oldum. | Open Subtitles | أخبرته أني سأستخدم كل وسائل الخداع و التمويه وكل ما أستخدمته عليكم لإنقاذ العالم |
Dünyayı kurtarmaya bir adım daha yaklaştığımızı söyle. | Open Subtitles | قل لي انّنا اقتربنا خطوة واحدة لإنقاذ العالم |
Dünyayı kurtarmaya henüz hazır olmadığını da biliyorum. | Open Subtitles | و أعرف أنك لست مستعداً لإنقاذ العالم |
- ...şimdi Dünyayı kurtarmaya gidiyorsun. - Dünyayı kurtarmayacağım. | Open Subtitles | والآن ستذهبين لإنقاذ العالم - لن أذهب لإنقاذ العالم - |
Sen oraya, Dünyayı kurtarmaya aitsin. | Open Subtitles | انت تنتمين للخارج ، لإنقاذ العالم |
Herkes 4400'lerin dünyayı kurtarmak için burada olduklarını söylüyor. | Open Subtitles | الجميع مستمر في قول أن 4400 هنا لإنقاذ العالم |
dünyayı kurtarmak için gizli bir planın olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أعرف أن لديك خطة سري لإنقاذ العالم |
dünyayı kurtarmak için bir iki tek atmam ufak bir bedel sayılabilir. | Open Subtitles | ليس وكأن عودتى للشراب ستكون ثمناً رخيصاً لإنقاذ العالم |
Everest'te disipline olup dünyayı kurtaracak güce eriştiğini iddia ettin. | Open Subtitles | مدّعية بأنّك امتلكتِ القوّة لإنقاذ العالم (بعد أن أدّبتِ نفسك في جبل (إيفرست |
Acele et, dünyayı kurtar, değil mi? | Open Subtitles | نسرع لإنقاذ العالم, صحيح ؟ أجل, نحن جاهزتان |
Bana, ilk başladığımda Dünyayı kurtarma isteğiyle... ..yanıp tutuşan kendimi hatırlatıyorsun. | Open Subtitles | تذكرني بنفسي عندما بدات كنت متحمساً لإنقاذ العالم |
Gidip dünyayı kurtarman gerek. | Open Subtitles | يجب عليكِ الذهاب لإنقاذ العالم. |
10 yıldır online oyunlar yapıyorum. Ve gelecek 10 yılda amacım, Dünyayı kurtarmanın gerçek hayatta da online oyunlardaki kadar kolay olmasını sağlamak. | TED | إنني أصنع الألعاب منذ ١٠ سنوات وهدفي للعقد القادم هو محاولة تسهيل إنقاذ العالم الحقيقي كما هو الحال لإنقاذ العالم الإفتراضي |
Dünyayı kurtaracağım. | Open Subtitles | سأذهب لإنقاذ العالم |