Çok geç olmadan hayatını kurtarmak için çok küçük bir fırsatın var. | Open Subtitles | لديكِ بصيصٌ صغير من الأمل لإنقاذ حياتكِ قبل أن أهزمكِ |
Evli olduğunuzu ve hayatını kurtarmak için kariyerini feda ettiğini biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنكما كنتما متزوجين وأنه ضحى بمستقبله لإنقاذ حياتكِ |
hayatını kurtarmak için yapılan ameliyat yüzünden artık hamile kalamayacaksın. | Open Subtitles | بسبب العمليات الجراحية اللازمة لإنقاذ حياتكِ لن تكونِ قادرة أبداً على الحمل |
Yardım edebilecek her şeyi kullanacağım. Hayatını kurtarmaya çalışıyorum! | Open Subtitles | سأنال كل مكسب يُمكنني الوصول له أنا أسعى لإنقاذ حياتكِ |
Hayatını kurtarmaya çalışıyorum. Anlıyor musun? | Open Subtitles | ،أسعى لإنقاذ حياتكِ أتفهمين؟ |
Ama nedense herkes senin hayatını kurtarmak için taklalar atıyor ve bu çok sinir bozucu ama bu seni mükemmel bir rehine yapıyor. | Open Subtitles | لكن لسبب ما، يبدو أن الجميع يبذل قصارى جهده لإنقاذ حياتكِ. وهذا يُزعجني على نحوٍ مُريعٍ، لكنّه كذلك يجعل منكِ رهينة مثاليّة. |
hayatını kurtarmak için başka bir şey önerirsin. | Open Subtitles | ..شيءٌ آخر تعرضيه لإنقاذ حياتكِ |
O oku senin hayatını kurtarmak için yedim, onunkini değil. | Open Subtitles | -تلقّيتُ سهماً لإنقاذ حياتكِ لا حياتها |
hayatını kurtarmak için son şans. | Open Subtitles | الفرصة الأخيرة لإنقاذ حياتكِ |
hayatını kurtarmak için! | Open Subtitles | لإنقاذ حياتكِ! |