Bu kasabayı kurtarmak için sen dahil herkezi feda edebilirim. | Open Subtitles | سوف أضحي بأي كان حتى أنت نفسك لإنقاذ هذه القرية |
Neticede, bu kurtarma operasyonu süresince 12.500'den fazla gönüllü dünyanın her tarafından Capetown'a bu kuşları kurtarmak için geldi. | TED | وبانتهاء دورة الإنقاذ وصل العدد الإجمالي إلى 12500 متطوع أتوا من جميع أنحاء العالم لإنقاذ هذه الطيور |
Bu genç kızı kurtarmak için hayatını feda ettin. | Open Subtitles | كنت تريد أن تعطي حياتك لإنقاذ هذه الشابة |
Kanalı kurtarmak için Brackett'in götünü öpme sırası kimde? | Open Subtitles | على من الدور هذا الأسبوع لتقبيل مؤخرة ماكس براكت لإنقاذ هذه المحطة ؟ |
Bu dünyayı kurtarmak için bir kere öldük, bunu bir daha yapabiliriz. | Open Subtitles | نحن مات مرة واحدة لإنقاذ هذه الأرض، ويمكننا أن نفعل ذلك مرة أخرى. |
Aptal köpeği kurtarmak için havuza atlamak zorunda kaldım. | Open Subtitles | اضطررت للقفز بالمسبح لإنقاذ هذه الكلبة الغبية |
Burayı kurtarmak için elimizden gelen her şeyi yaptık. | Open Subtitles | لقد فعلنا كل ما يمكننا لإنقاذ هذه المحطة |
Bu hayvanların güzelliklerini insanlara gösterebilirsek onları kurtarmak için bir şansımız olacağını ümit ediyorum. | Open Subtitles | أملي هو أنه إذا كان يمكنك نبين للناس جمال هذه الحيوانات، هناك فرصة لإنقاذ هذه الأمور. |
Ve size söz veriyorum hepinize bu şehri kurtarmak için savaşmayı hiç bırakmayacağım. | Open Subtitles | وأنا أعدكم، لكم جميعا، أنني لن يتوقف أبدا القتال لإنقاذ هذه المدينة. |
- Bu şirketi kurtarmak için anlaşma yaptı. | Open Subtitles | هو عقد صفقة لإنقاذ هذه الشركة من الإنهيار |
Burada olsaydı, beni dinler ve bu kasabayı kurtarmak için elimden geleni... | Open Subtitles | لو كانت هي هنا، كانت لتستمع لي و لأرادت مني فعل كل شيئ أستطيعه لإنقاذ هذه المدينة |
Bu kiliseyi kurtarmak için bir mucizeye ihtiyacımız var. | Open Subtitles | نحن بحاجة الى معجزة لإنقاذ هذه الكنيسة |
Bu geceyi.. kuşu kurtarmak için ne gerekiyorsa yapacağım! | Open Subtitles | سأفعل كل ما يتطلبه الأمر لإنقاذ هذه الليلة... الطير. |
Kızları kurtarmak için. | Open Subtitles | لإنقاذ هذه الفتيات. |
Pekala, bacağını kurtarmak için elinizden geleni yapın. | Open Subtitles | -لمَ؟ - حسنُ، مجرد ... افعل ما بوسعك لإنقاذ هذه الساق. |
Fikrin işe yaramaz çünkü Daniel Hardman bu şirketi kurtarmak için parmağını bile oynatmaz ve o piçle anlaşma yapacağıma müzakereyi kaybederim daha iyi. | Open Subtitles | حسناً، فكرتك ليست جيدة لأنها ستصبح يوماً بارد في الجحيم قبل ان يقوم (دانييل هاردمان) برفع إصبه لإنقاذ هذه الشركة |
Fikrin işe yaramaz çünkü Daniel Hardman bu şirketi kurtarmak için parmağını bile oynatmaz ve o piçle anlaşma yapacağıma müzakereyi kaybederim daha iyi. | Open Subtitles | حسناً، فكرتك ليست جيدة لأنها ستصبح يوماً بارد في الجحيم قبل ان يقوم (دانييل هاردمان) برفع إصبه لإنقاذ هذه الشركة |