Yarattıkları inkar etmeye devam ediyor hamamböceğine benzer yaratıkların varlığını inkar ediyorlar... | Open Subtitles | وجود هذه المخلوقات لإنكار الوجود لسلاله مخلوقات من الصراصير |
-Galiba inkar etmek için artık çok geç. | Open Subtitles | حسناً، أفترض أن الوقت قد تأخر لإنكار هذا |
Diplomatik nedenlerden dolayı geçerli inkar edilebilirliğe ihtiyacım olduğunu biliyorlar. | Open Subtitles | يعرفون أني بحاجة لإنكار معقول لأغراض دبلوماسية |
Önce inkâr ettir sonra da üzerine git. | Open Subtitles | إحصل عليه لإنكار الإتّصال وبعد ذلك توجيه الاتهام له |
Bugün katlanmak zorunda kaldığımız trajedinin, inkâr edilecek hiçbir yanı yok. | Open Subtitles | لا مجال لإنكار المأساة التي عانيناها هنا اليوم |
Ama asla duygularımıza kapılıp bunun nedeni olan yaratılış çemberini inkar etmemeliyiz. | Open Subtitles | ولكن لا يجب ان نستخدم عوطفنا أبدا ... لإنكار عجلة تجسيد والتي كانت وراء العمل |
Asla kanıt yoktur. Ve hep sağlam bir inkar bulunur. | Open Subtitles | لا يوجد هناك إثبات لإنكار ذلك دائماً |
Her şeyi inkar etti. | Open Subtitles | كان وقحاً كفاية لإنكار ذلك... إنكار وقوع كلّ ذلك. |
- Bugün gördüklerimiz inkar edilemez. | Open Subtitles | ليس هناك وسيلة لإنكار ما رأيناه اليوم |
Bunu inkar etmenin anlamı yok. | Open Subtitles | لا مجال لإنكار الأمر. |
İnkar etmene lüzum yok, Elaine. | Open Subtitles | لا داعي لإنكار الأمر إلين |
Aralık 2006 da "Yahudi soykırımını inkar konferansı" ülke başkanlığı için İrana... giden kişilerden biriydiniz. | Open Subtitles | أنت من ذهب الى (إيران) فى ديسمبر 2006 للمؤتمر الذى عقده رئيس هذا البلد لإنكار حدوث المحرقة |
Temel gerçeği inkar etmekten. | Open Subtitles | لإنكار الحقيقة الجوهرية |
Conrad'ın canını almaya çalıştın. İnkar etmene gerek yok. | Open Subtitles | لقد حاولت قتل (كونراد)، لست بحاجة لإنكار ذلك |
inkar etmene gerek yok. | Open Subtitles | لستِ بحاجة لإنكار ذلك. |
"İnkar etmek" - Öyle olmadığını söylemek. | Open Subtitles | Deny = لإنكار شئ ما |
"İnkar etmek" - Öyle olmadığını söylemek. | Open Subtitles | Deny = لإنكار شئ ما |
Bunu inkâr etmeye hiç kalkışmadı bile. | Open Subtitles | أية محاولة على الإطلاق لإنكار هذا |
Hayır, sorun değil. İnkâr etmene gerek yok. | Open Subtitles | كلاّ، لا بأس بهذا لا تحتاج لإنكار ذلك |
Kendi benliğimi inkâr etmek için elimden gelen her şeyi yapmıştım. | Open Subtitles | لقد فعلت كل ما بوسعي لإنكار طبيعتي. |