Benim düşüncem herşeyden önce , bu İtalya için bir trajedi olmuştur, | Open Subtitles | في المقام الأول، كما أعتقد، كان يمكنها ،أن تكون مأساة بالنسبة لإيطاليا |
Batı'ya doğru İtalya'ya varmış, Batı Avrupa'yı Yunan dili ve geleneği ile yeniden tanıştırmış ve Rönesans'ı ateşlemişlerdir. | TED | سافروا لإيطاليا ومعهم اللغة اليونانية والتعليم لأوروبا فاشتعل فتيل عصر النهضة. |
Birkaç yıl evvelinde Agnes tedavi için İtalya'ya gittiğinde Maria ve kocası Joakin malikanede kalıyorlardı. | Open Subtitles | ــ منذ عدة سنوات سافرت آجنس لإيطاليا لتحسين حالتها الصحية وكانت ماري وزوجها جوكيم يقيمان بالعزبة |
Evet, 1.55 ve İtalya Fatihi. | Open Subtitles | نعم .. شخص طوله خمسة أقدام و فاتح لإيطاليا |
O burada dini yasakladı ama ben şimdi İtalya'ya, hıristiyan olmaya gidiyorum. | Open Subtitles | في البدايه منع الدين هنا، لكن الآن سأذهب لإيطاليا لأصبح مسيحياً |
Madox'un İngiliz uçağında Alman benziniyle İtalya'ya vardığımda çizelgeme yazdıkları şey "İngiliz Hasta"ydı. | Open Subtitles | في طائرة مادوكس الإنكليزية المزودة بالبنزبن الألماني حين وصلت لإيطاليا |
Ve evi taşımak istediğinde, melekler gelir, evini toplar ve İtalya'ya götürürmüş. | Open Subtitles | وعندما أرادت نقل البيت أتت الملائكة وحملتها وأخذتها لإيطاليا |
İtalya'da olan her şey için ben suçlandım. | Open Subtitles | فقد تم إيقاع اللوم عليّ عن كل شيء وقع لإيطاليا |
Dönerken onu aradım. İtalya'ya gideceğimizi söyledi. | Open Subtitles | لقد أتصلت به في طريق عودتي ، وأخبرني بأننا ذاهبان لإيطاليا |
Yargıçlık yapacağım. İtalya'ya taşınma planları mahvolmuştu. Lily hiç mutlu değildi. | Open Subtitles | بعد أن دمر خطتهم كلياً في الذهاب لإيطاليا هي لم تكن سعيدة |
Savoie'dan sonra İtalya'ya dönersiniz. | Open Subtitles | ومن لاسافيو يمكنك العودة لإيطاليا |
İtalya aramamı iptal edebilirsiniz. | Open Subtitles | بإمكانك ان تلغي مكالمتي لإيطاليا. |
Hepsi gemiyle İtalya'ya gitmek istiyor. | Open Subtitles | الجميع يريد الذهاب لإيطاليا بالسفن |
Yarın sabah, İtalya'ya ne zaman tren var, gara gidip öğreneceğim. | Open Subtitles | سأرى غدًا إذا كان هنالك قطار لإيطاليا |
Uzun yıllardır İtalya'nın uluslararası temsilciliğini yapıyorum. | Open Subtitles | لعدة سنوات كنت الممثل الدولي لإيطاليا |
- Hayır, doğruca İtalya'ya gidiyoruz. | Open Subtitles | لا, سنذهب بعدها مباشرة لإيطاليا |
Lily'yle Marshall da İtalya'da geçirecekleri bir sene için hazırlanıyordu. | Open Subtitles | و "ليلي" و"مارشال" كانا يحزمان أشيائهما من أجل انتقالهم لمدة سنة لإيطاليا |
Sana gelince. Judy seni İtalya'ya gitme fikrinden vazgeçirirse, benden çekeceğin var. | Open Subtitles | وأنت ان سمحت لـ"جودي" بإقناعك بالعدول عن الذهاب لإيطاليا |
Lily, sakin ol. Annem İtalya konusunda çok heyecanlı. | Open Subtitles | "ليلي" استرخِ أمي مُتحمسة جداً بشأن سفرنا لإيطاليا |
O İtalya'da bulunan Amerikalı bir kadın. | Open Subtitles | إنها امرأة أمريكية في لإيطاليا. |