"لائقاً" - Traduction Arabe en Turc

    • hoş
        
    • Uygun
        
    • uygunsuz
        
    • münasip
        
    • düzgün
        
    • yakışmıyor
        
    • sizce kötü
        
    • münasebetsizce
        
    Bir kızı, sabahın köründe çıplak bırakıp gitmek hiç hoş değil. Open Subtitles ليس لائقاً أنّ تتركَ مضجع فتاة عارية بوقتٍ باكر جداً بالصباح.
    Eğer hoş durmazsa, ıstakozun ilgisini çekmez. Open Subtitles إذا لم يكن لائقاً ، فلن تكون لجراد البحر النية
    Yüksek eğitim için nitelikli öğrenciler, parası yetenler, okumak isteyenler, gidemiyor çünkü edepli değil, bir kadın için Uygun yer değil. TED الطلاب المؤهلين للتعليم العالي بمقدورهم الدفع و يريدون التعلم و لا يستطيعون ذلك لأنه ليس لائقاً ليس مكاناً للمرأة.
    Annem bunu uygunsuz bulmuş olacak ki daha Uygun olsun diye o da bizimle oturmaya başladı. TED أمي لم تر بأن ذلك كان لائقاً لذا فقد كانت تجلس معنا لتضيف الانضباط لهذا التصرف
    Zavallıcık en azından münasip bir şekilde gömülecek. Open Subtitles على الأقل الفتى المسكين سيحظى بدفناً لائقاً
    Düşündüm de, eğer badigartım olacaksan düzgün bir silaha ihtiyacın var. Open Subtitles فكرت إذا كنت ستصبح حارسى فإنك تحتاج سلاحاً لائقاً
    Sevgili Ophelia, korkarım ki bu davranışlar hiç yakışmıyor sana. Open Subtitles عزيزتي اوفيليا أخشى أنه ليس تصرفاً لائقاً منك 00: 59: 44,165
    Burada barda kelepçe de takabilirim sizin için ve hotel için hiç de hoş olmaz... Open Subtitles الأمر الذي لن يكون لائقاً لكِ و لا لي و لا للفندق
    Onlara spam atmamım pek hoş olacağını sanmıyorum. -Bu, spam değil., Open Subtitles لست متأكداً أنه سيكون لائقاً أن أرسل لهم رسالة غير مرغوب بها
    Yeniden evlendiğimden beri, hoş değilmiş gibi geliyor. Open Subtitles منذ أن تزوجت مرة أخرى ، لم يعد هذا يبدو لائقاً
    - Kesinlikle. Öpüşmenin Uygun olup olmamakla alakası olmadığını biliyorlar. Open Subtitles حقاً, يعلمون أن التقبيل لا يتعلق حول كونه لائقاً أم لا
    Bence sizin evinizde o kadar zaman geçirmesi Uygun değil. Open Subtitles و لا أظنه أمراً لائقاً أن يقضي الكثير من الوقت بمنزلك
    Bu Uygun olmaz, bunu anlaman benim için çok önemli. Open Subtitles ذلك ليس لائقاً ويهمني جدّاً أن تتفهم هذا.
    Evet, tür uygunsuz olduğunu düşündüm. Open Subtitles أجل ، لقد اعتقدنا نوعاً ما أن هذا سيكون غير لائقاً
    Çünkü o durumla alay etmeniz çok uygunsuz olurdu. Open Subtitles لأن الاشارة إلى هذا الأمر سيكون غير لائقاً
    İki meslektaşın iş yerinde yapması uygunsuz muydu? Muhtemelen. Open Subtitles هل كان غير لائقاً لزملاء في مكان العمل ؟
    Böyle bir niyetim asla olmadı. Herkes münasip bir defini hak eder. Open Subtitles لم تكن تلك نيتي فالجميع يستحقّ دفناً لائقاً
    Hayır, eminim ki eğer bu görüşmenin belgelerini okuyacak olursan her şeyin gayet münasip olduğunu görürsün. Open Subtitles لا ، أنا متأكدة ، أذا قرأتُ نسخ من هذه المحادثة كل شئ سيكون لائقاً
    Genç, zenci ve çocuk sahibi olacak meteliksiz biri olunca önüne çıkan ilk eli yüzü düzgün işe atlıyorsun. Open Subtitles و بعدها الطفل في طريقه انتظرت عملاً لائقاً ليأتي
    O şeyi evimden çıkartın ve düzgün bir şey getirin. Open Subtitles أخرج ذلك الشيء من منزلي وأحضر شيئاً لائقاً.
    Bu hiç de senin gibi güzel bir şeye yakışmıyor ! Open Subtitles ذلك ليس شيئاً لائقاً تقوله فتاة جميلة مثلك!
    Halk arasında ne kadar sevildiğini düşünecek olursak, hayatını ve başarılarını övgüyle anmak sizce kötü bir fikir mi olur? Open Subtitles ألاتشعرينبأنهنظراًلشعبيتهاالجارفة... قد يكون لائقاً التعبير عن تقديرنا لحياتها وإنجازاتها؟
    Anlıyorum. Bakalım bu da mı münasebetsizce gelecek sana. Open Subtitles أنا أفهم ذلك, أخبرني إذا كنت تعتقد أن هذا السؤال غير لائقاً

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus