"لابأس بذلك" - Traduction Arabe en Turc

• Sorun değil
• Önemli değil
• Sorun yok

Banyo sırası için kavga etmeye pek hevesli olduğumu söyleyemem, ama Sorun değil.
لايمكنني القول انني اتطلع الى القتال من أجل المياه الساخنه لكن لابأس بذلك

Ama bu Sorun değil. Salıverin ve bir sürü parayla ödüllendirin onu.
لكن لابأس بذلك ، فلنُسامحه ونُكافئه بكم كبير من الأموال يا عزيزي

Sorun değil, çok susadım. Üstü kalsın. - Emin misin?
اوه لابأس بذلك أنا اموت من العطش احتفظ بالباقي

Önemli değil beyler. Daha önce de sahnedekilerin anneleriyle uğraşmıştım.
لابأس بذلك أيها السادة تعاملت مع أمهات بالمسرح من قبل

Önemli değil, her şey için söyleyebilirsin.
لابأس بذلك يمكنك أن تقوم بالترنيم لأي شيء.

Sorun yok, onun işi bu. Yapım tasarımcısı.
لابأس بذلك, إن وظيفتها أخذُ الصور إنها مصممة مُنتجة

Sorun değil, tatlım. Benim oğlum da siyah. Bu konuda anlaşabiliriz.
لابأس بذلك ,عزيزتي أبني أسود ال,بشرة أيضاً,نحن متفقين بشأن ذلك.

Pekala. Sorun değil. Tamamen uyar.
حسناً ليست خساره لابأس بذلك لا بأس تماماً

Sorun değil Maura. Elinden geleni yapman yeter, tamam mı?
لابأس بذلك يا مورا، افعلي كل ماتسطعين فعله، حسناً؟

Hayır, hayır, Sorun değil, Neden kendiniz yapmıyorsunuz?
لا, لا, لابأس بذلك, لما تتعب نفسك للقيام بشيء ما؟

Bak, bana bu, Sorun değil bırakmak istiyorsanız.
إذا أردتم ان تتركو الامر يمر مرور الكرام, لابأس بذلك معيّ

Hayır, Sorun değil. Çok güzel bir akşamdı, teşekkür ederim.
لا, لابأس بذلك لقد كانت حقاً امسية جميلة, شكراً

Yani biraz garip biri ama Sorun değil.
أقصد، أنه غريب بعض الشيء ولكن لابأس بذلك

Sorun değil çünkü artık konuşacak bir işimiz yok.
لابأس بذلك لأنّه لمْ يعد لديّنا أيّ أعمال نناقشها.

Sorun değil çünkü çoğu gün uyandığımda ben de bilmiyorum.
لابأس بذلك ، لإنه في مُعظم الأيام أستيقظ من النوم ولا تكون لدىّ أدنى فكرة عن هويتي أيضاً

Evet sen yaptın Tommy ama Önemli değil, Önemli değil.
نعم, أنت فعلت,تومي ولكن لابأس بذلك,لابأس بذلك

Evet. Beni aldılar. Ama Önemli değil.
أجل أجل أخذوني عنوة لكن لابأس بذلك

Evet ama Önemli değil Tommy. Sorun değil.
"نعم, أنت فعلت,"تومي ولكن لابأس بذلك,لابأس بذلك

Oh, Önemli değil. Herkesin bir tane hakkı var.
لابأس بذلك, كلّ يحقّ له التغيّب لمرّة.

Yok hayır, Önemli değil, utanıyor değilim.
كلا, لابأس بذلك فلستُ خجلاً من ذلك

Sorun yok ama, hapishane ünün, kısacık hackerin seni kurtarmasıyla zedelenmez.
لكن لابأس بذلك ، أنا واثقة من أن سُمعتك بالسجن يُمكنها أن تُساعد في نجدة مُخترقة شابة من الدخول إلى السجن