"لابد أن نفترض" - Traduction Arabe en Turc

• farzetmeliyiz
• varsaymalıyız

Yükleyiciyi, bu santrallerin kontrolünü ele geçirmek için kullanacaklarını farzetmeliyiz.
لابد أن نفترض أنهم استخدموا هذا الصاعق للسيطرة على هذه المفاعلات

Sentox'u Amerikan topraklarında kullanarak tehdit sözlerini yerine getireceklerini farzetmeliyiz.
لابد أن نفترض أنهم سيمضون في تهديدهم باستخدام غاز سنتوكس على الأراضي الأمريكية هل أحرزت الوحدة تقدماً

Sentox'u Amerikan topraklarında kullanarak tehdit sözlerini yerine getireceklerini farzetmeliyiz.
لابد أن نفترض أنهم سيمضون في تنفيذ تهديدهم بإطلاق غاز سنتوكس للأعصاب على الأراضي الأمريكية

Bierko'nun oraları kilitlediğini ve koruma altına aldığını varsaymalıyız.
لابد أن نفترض أن (بيركو) اغلقهم ويدافع عنهم

Orası olduğunu varsaymalıyız. Jack'e haber veriyorum.
(لابد أن نفترض أن هذا هو، سأخبر (جاك

Bu EMP'yi her kim patlattıysa, Jack ve Paul'un bir şeyler bulduğunu düşündüğünü ve onları saf dışı bırakmayı istediğini farzetmeliyiz.
لابد أن نفترض أنه مهما كان الشخص الذي فجر القنبلة فإنه يعتقد أن (جاك) و(بول) قد توصلا لشيء ما ويريد تصفيتهما

Bu EMP'yi her kim patlattıysa, Jack ve Paul'un bir şeyler bulduğunu düşündüğünü ve onları saf dışı bırakmayı istediğini farzetmeliyiz.
لابد أن نفترض أن الشخص الذي أطلق هذه القنبلة يعتقد أن (جاك) و(بول) قد عثرا على شيء ما ولابد من تصفيتهما