Onları korumak için yalan söylemiş olmalı. Onları kimse avlamasın diye. | Open Subtitles | لابد من أنه كذب لكي يحميهما لكي لا يحاول أحد اصطيادهما |
Buraya saldıran her kimse onlara çok ciddi zarar vermiş olmalı. | Open Subtitles | من قام بمهاجمة هذا المكان لابد من أنه قام بإيذائهم بشدة |
Buraya saldıran her kimse onlara çok ciddi zarar vermiş olmalı. | Open Subtitles | من قام بمهاجمة هذا المكان لابد من أنه قام بإيذائهم بشدة |
Kilerde saklanacağım. Anahtar kapının üzerinde olmalı. | Open Subtitles | سأختبئ فى قبو النبيذ، المفتاح لابد من أنه بالباب |
Aktarımın yan etkisi olmalı. | Open Subtitles | لابد من أنه كان أحد تأثيرات التحول الجانبيه |
Kendisini şirketin içine yerleştirmiş olmalı, yani onların teknolojilerini kullanabiliriz. | Open Subtitles | لابد من أنه غرس نفسه في الشركة حتى يمكنه استخدام تقنياتهم |
Tasarımdaki bazı açıkları kullanıyor olmalı. | Open Subtitles | لابد من أنه يستخدم شيئاً ما كان مخفياً في النظام |
Lana'yla olmalı. Onu aramaya çalışıyorum ama sadece parazit var. | Open Subtitles | لابد من أنه مع لانا أحاول الإتصال بها وأعجز عن ذلك |
Okulun bu kısmını bir yerde kurmuş olmalı. | Open Subtitles | لابد من أنه أعاد بناء هذا الجزء من المدرسة في مكان ما |
Laboratuar köpeklerinden olmalı. | Open Subtitles | لابد من أنه أحد كلاب المختبر أو ما إلى ذلك |
Bu saatlerde çalışıyor olman onun için zor olmalı. | Open Subtitles | لابد من أنه صعب بالنسبة لها تأخركِ في العمل |
Kendi aklına güvenememek korkunç bir şey olmalı. | Open Subtitles | لابد من أنه أمر صعب عدم المقدرة على الوثوق بالعقل |
Olay mahallinde, aracı tespit etmemize yardım edecek bir şey olmalı. | Open Subtitles | لابد من أنه يوجد شيء بالموقع ليساعدنا على تحديد المركبة |
Şuradaki dandik çiçek resimlerini sevmiş olmalı. | Open Subtitles | لكنه لم يغادر المنزل. لابد من أنه أحب صور الزهور الرديئة. |
Mümkün olmalı. Gözümün önünde olmalı. | Open Subtitles | لابد من أنه ممكن لابد من أنه يحدق بي في وجهي |
Treni duyabiliyorum. Burası olmalı. | Open Subtitles | أستطيع أن أسمع صوت القطار , لابد من أنه هذا المكان |
Ona saldıran süper bir çeşit maddeye dirençli bakteri taşıyor olmalı. | Open Subtitles | الخارق الذي هاجمها لابد من أنه يحمل نوعاً من البكتيريا المقاومة لـ العقاقير |
Ben gördüm. O da görmüş olmalı. Görmüş olmalı. | Open Subtitles | لقد رأيته، لابد من أنه كذلك لابد من أنه كذلك |
Ailesinin onu suistimal ettiği konusunda bir spekülasyon çıkarınca ailesi ile arasında oldukça sorun çıkmış olmalı. | Open Subtitles | و أوقعت نفسها في ورطة عندما تكهنت بأن الاعتداء الجنسي و الذي لابد من أنه عانى منه |
Kendini benim altıma atmış olmalı düşüşümden beni korumak için. | Open Subtitles | لابد من أنه قد رمى نفسه تحتي بأجل حمايتي من السقوط. |