"لابنه" - Traduction Arabe en Turc

    • oğluna
        
    • Oğlunun
        
    • oğlu için
        
    • oğula
        
    • oğluyla
        
    • çocuğuna
        
    • adamın çocuğunu
        
    Salif'in oğluna öğrettiği herşey bir kaç dakika içinde test edilecek. Open Subtitles كل ما علمه صلف لابنه سيتم اختباره في الدقائق القليلة القادمة
    Birkaç hafta önce, arkadaşlarımdan biri 8 yaşındaki oğluna bir oyuncak araba hediye etti. TED منذ بضعة أسابيع، أعطى صديق لي هذه السّيارة اللّعبة لابنه ذي الـ8 سنوات
    Bana albaydan bahset. oğluna ne oldu? Open Subtitles أخبرني المزيد عن سيادة العقيد ماذا حدث لابنه ؟
    Oğlunun artık asistanlarıyla yatmasını istemediği için Daniel'ı seni işe almaya zorlamış. Open Subtitles لانه لايريد لابنه ان يتعرض للاغراء' . لينام مع مساعدته مرة اخري
    oğlu için bir tavsiye mektubu yaz ve sana ömür boyu borçlansın. Open Subtitles وضع كلمة طيبة في لابنه انه مدين لك إلى الأبد.
    Bir hayranı bulmuş ve onun oğluna vermiş Open Subtitles وتعافت عن طريق مشجع الذى عندها اعطاها لابنه
    Eğer Calvin kendi oğluna vermezse bu dükkanı bile devir alabilirim. Open Subtitles وربما سوف املك هذا المتجر اذا لم يعطيه كالفين لابنه
    oğluna onu son bir kez görmesi için bir şans vermek istedik. Open Subtitles بأنّه يجدر أن يتسنى لابنه أن يبدي احتراماته الأخيرة
    Bir baba oğluna nesillerce el değiştirmiş bir saat verir. Open Subtitles قاله أب لابنه عندما اعطاه ساعة والتي كانت تنتقل إلى الأجيال من بعدهم
    Kâfi bir yaşa erişince, genç kardeş Görünmezlik Pelerini'ni çıkarıp oğluna vermiş. Open Subtitles وعندما تقدم العمر بالأخ الأصغر خلع عباءة الاختفاء وأعطاها لابنه
    - Olası bütün sorularımızı federal şerif oğluna yöneltmemizi söyledi. Open Subtitles ثم ؟ طلب توجيه السؤال لابنه النائب الحكومي
    Ölüm döşeğindeyken oğluna "Yalnız geldim ve bir yabancı gibi gidiyorum Ne kim olduğumu ne de ne yaptığımı bilmiyorum" demiştir. Open Subtitles على فراش موته ، قال لابنه "لقد أتيت وحيداً ، وسأرحل غريباً" "لا أعلم من أنا ، أو ماذا كنت أفعل"
    Geçen yıl öldüğünde tüm servetini oğluna bırakmış. Open Subtitles وترك كل ثروته لابنه عندما توفى العام الماضى
    Chris vakit gelir, her baba oğluna bakar ve "Bunu bir sonraki aşamaya geçirmek istiyorum," der. Open Subtitles كريس، هنالك وقت يأتي حين يتطلّع كل أب لابنه ويفكِّر، أريد أن أخذ هذا إلى المستوى التالي
    Nasıl bir baba genç Oğlunun kızlara ilgi duymasını istemez? Open Subtitles ماهو الاب الذي لا يسمح لابنه ان يبدي اهتماماً للفتيات..
    Oğlunun uçması için o kanatları icat eden zeki mucitteymiş. Open Subtitles المخترع الذكي الذي بنى أجنحة لابنه حتى يتمكن من الطيران
    Kanuna inanırdı. Biricik Oğlunun bir avukat olmasını istedi. Open Subtitles أمن بالقانون,واراد لابنه الوحيد أن يصبح محامى
    Kendine oğlu için en iyisini istediğini ileri sürecek pahalı bir avukat tutacak. Open Subtitles وهو ستعمل مجرد الحصول محام عالية الثمن التي سوف ندافع انه يريد فقط ما هو أفضل لابنه.
    Aileler görüyoruz, bunlar göçebe aileler, babadan oğula, babadan oğula... Ve onların canı acıyor. TED ونحن نرى هذه الأسر ، وهذه العائلات البدوية ، كما تعلمون ، الأب لابنه ، والد لابنه ، وهذه تؤذي اللاعبين.
    Anlamıyorum. Bir baba nasıl olur da oğluyla bu kadar süre konuşmaz? Open Subtitles انا لا افهم كيف لوالد ان لا يتحدث لابنه طوال هذا المده؟
    Amerikan gizli örgütlerine hayranlık duyan profesör aynı zamanda 10 yaşında bir erkek çocuğuna sahipti. Open Subtitles وأنه أستاذ موهوب منبهر بأمريكا وبأنه أب محب لابنه الذي في العاشرة من عمره والذي هو الآن في رعاية أقاربه
    Kutsal bir adamın çocuğunu göndermeyi seçen Tanrı'nın kutsal eli... Open Subtitles ورع أبيه انتقل لابنه.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus