Biz burada yokken, bir karar vermek için fırsatın ve vaktin olacak. | Open Subtitles | ذلك في حين أننا قد ولت، سيكون لديك الفرصة والوقت لاتخاذ قرار. |
Mantıklı karar vermek için gerekli öz denetimden mahrumdular, daha çok risk aldılar ve daha zararlı seçimler yaptılar. | TED | لقد قـلّ الثبات النفسي لديهم لاتخاذ قرار منطقي، وتعاظمت المخاطر وقاموا باختيارات أكثر ضرراً. |
Seçme şansı aynı zamanda bilinçli karar vermek için yeterince bilgiye sahip olmaktır. | TED | ولكن الاختيار يعني أيضًا بأنه لديك معلومات كافية لاتخاذ قرار مدروس. |
Önüne geçmek istiyorsanız bu ilişkiye devam etmek için bir karar verme vakti geldiğinde onun fikri çok önemli olacak. | Open Subtitles | وإذا أردت الوقوف بطريقه.. لنقل إنه حين يحين الوقت لاتخاذ قرار.. حول رغبتنا بإقامة علاقات بيننا.. |
Hatıralar bulanıklaşmaya başlıyor, karar verme zamanı... | Open Subtitles | الذكريات أصبحت مشوشة ، حان الوقت لاتخاذ قرار |
Fark etmedikleri şey buna karar vermenin onlara düşmediği. | Open Subtitles | ما لا يدركونه هو ليس لهم لاتخاذ قرار. |
Neden bir karar vermeden önce üç kez daha yapmıyoruz? | Open Subtitles | لماذا لا نفعل ذلك ثلاث مرات لاتخاذ قرار بشأن النتيجة ؟ |
Bir karar vermek için karıma danışmaya ihtiyacım yok. | Open Subtitles | أنا لست بحاجة إلى إذن من زوجتي لاتخاذ قرار |
Ben, o tür bir karar vermek için henüz hazır değilim. | Open Subtitles | بين, انا لست مستعده لاتخاذ قرار كهذا بعد. |
Sence şu an gerçekten böyle bir karar vermek için doğru bir zaman mı? | Open Subtitles | أتعتقدين حقاً أنّ الآن هو الوقت المناسب لاتخاذ قرار كهذا؟ |
Nelson ve Murdock'a nasıl devam edeceğimize karar vermek için. | Open Subtitles | لاتخاذ قرار بشأن كيفية المضي قدما مع نيلسون وموردوك. |
karar vermek için 2 ayın var güzel bayan. | Open Subtitles | لديك شهرين لاتخاذ قرار ، سيدة جميلة. |
Hayatımı değiştirecek bir karar vermek için 21 dakikam var. | Open Subtitles | لديّ 21 دقيقة لاتخاذ قرار يغيّر حياتي |
Ama karar vermek için 4 dakikamız var. | Open Subtitles | ولكن وصلنا إلى أربع دقائق لاتخاذ قرار. |
Nasıl devam edeceklerine karar vermek için konseyi topladılar. | Open Subtitles | لقد أقاموا مجلس لاتخاذ قرار بالمضي |
Ancak davacının haklılığı yönünde karar verme eğilimli olduğumu belirteyim. | Open Subtitles | ولكنني أميل لاتخاذ قرار أن المدعي قد أثبت التشابه |
Şimdi karar verme fırsatınız var. | Open Subtitles | الآن ستكون لديك الفرصة لاتخاذ قرار |
Bell'in dehası Einstein mı Bohr mu kimin haklı olduğuna karar vermenin bir yolunu buldu. | Open Subtitles | عبقرية (بيل) كانت بأنه جاء مع وسيلة لاتخاذ قرار مرة واحدة - وبالنسبة لكل من كان على حق (آينشتاين) أَو (بوهر) |
Neden bir karar vermeden önce üç kez daha yapmıyoruz? | Open Subtitles | لماذا لا نفعل ذلك ثلاث مرات لاتخاذ قرار بشأن النتيجة ؟ |