Neden Janet'a söylemek istemiyorsun? | Open Subtitles | اذاً، لماذا لاترغب أن تخبر جانيت؟ |
Onu istemiyorsun çünkü sen cinsiyet ayrımı yapan bir ahmaksın. | Open Subtitles | أنت لاترغب بها لأنك متحيذ غبي ضد النساء |
Bu bir daha olsun istemiyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أنت لاترغب بذلك مجدداً، صحيح ؟ |
Belkide bu orada bizim neyi görmemizi istemediğini gösterebilirsin. | Open Subtitles | ربما تريد أن ترينا ماهو الشيء الذي لاترغب بمشاهدتنا له |
Biliyorum,biliyorum,ama senin yavaştan almak istemediğini düşündüm. | Open Subtitles | أعلم, أعلم, ولكنني ظننت أنك قد لاترغب في أخذ الأمور ببطئ بعد الآن |
Evlenmeyi istemediğin bir kız için bu kadar endişe. | Open Subtitles | كل هذا القلق على فتاة لاترغب بالزواج منها |
Sadece konuşmak istemiyorsun. | Open Subtitles | أنت فقط لاترغب بالكلام |
- Sen niye istemiyorsun? | Open Subtitles | ولمَ لاترغب أنت بذلك؟ |
- İskoçya ile ittifak Fransayı mahvedebilir. - Benimle evlenmek istemiyorsun. | Open Subtitles | {\pos(189,217)} التحالف مع سكوتندا ، قد يُدمر فرنسا - أنت لاترغب في الزواج مني - |
Benimle evlenmek istemiyorsun. | Open Subtitles | أنت لاترغب بالزواج مني |
Benimle evlenmek istemiyorsun. | Open Subtitles | أنت لاترغب بالزواج مني. |
Bu konulara girmek istemiyorsun. | Open Subtitles | لاترغب في التفكير في هذا. |
Benimle konuşmak istemiyorsun. | Open Subtitles | انت لاترغب بالتحدث معي |
İstemiyorsun işte. | Open Subtitles | لاترغب بذلك وحسب |
Sadece aldatan karının aşk mektuplarını okumak istemediğini biliyordum. | Open Subtitles | أعني ، أعلم أنك لاترغب في قراءة رسائل الحب من زوجتك الخائنة وحسب |
Geri geldiğimde orada dikilmiş, hıçkırarak yaşamak istemediğini söylüyordu. | Open Subtitles | وجدتها هنا تنتحب كونها لاترغب العيش |
Bırakmak istemediğini söyledi. | Open Subtitles | قالت فقط إنها لاترغب بالإنسحاب |
Gitmek istemediğini söyleyip duruyor. | Open Subtitles | ...لقد قالت ذلك ... أنها لا أنها لاترغب بالذهاب |
Kendi Kato'nun olmasını istemediğini mi söylüyorsun? İsterim tabii. | Open Subtitles | -أتقول أنك لاترغب بأن يكون لديك (كيتو) الصغير الخاص بك |
Kafanı sıcak tutmazlar ya da güneşten korumazlar yahut da karşılaşmak istemediğin insanlardan yüzünü saklamazlar. | Open Subtitles | انها لا تحمى رأسك من حرارة الشمس ولا تحفظها دافئة فى البرد او تُخفى وجهك عن الناس الذين لاترغب فى رؤيتهم.. انها مجرد زينة |
Yol yok gibi, keşfedilmemiş bölge, bilirsin, ve "48 Saat" der, eğer istersen, bilirsin, bir şey sakla, asla bulunmasını istemediğin, bunu yapmak için gerçekten en iyi yer. | Open Subtitles | مكان مهجور و مسلسل "48 ساعة" يقول إذا أردت أن تخفي شيئاً و لاترغب أن تجده أحد |