Aylardır ilk defa içimden senin için bir şey yapmak gelmiyor çünkü yapmamı istemiyorsun. | Open Subtitles | لاول مرة اشعر بأني لافائدة مني في عمل شئ الآن انت لاتريدني عمل شئ |
Yalnızken bile bir şeyler yapmak istemiyorsun ama. | Open Subtitles | لاتريدني حتي أن أعبث معك حتي و نحن بمفردنا |
Bu lanet bir arıza falan değil ve bazı nedenlerden dolayı kimseye söylememi istemiyorsun. | Open Subtitles | هذا الأمر ليس بثغرةٍ لعينة. ولسببِ ما، لاتريدني أن أخبر أي شخص. |
Dokunulmasını istemediğin yerler? | Open Subtitles | أ لديك اي حساسية غير عادية في اي جزء من جسدك لاتريدني ان المسها؟ |
Beni evin civarında istemediğini fark ettim. | Open Subtitles | . افهم انك لاتريدني ان احوم حول البيت ثانية |
Zenci taklidimi görmek istemezsin herhalde. | Open Subtitles | اعتقد انك لاتريدني ان امثل دور الاسود اذاً. |
- Eğer öyleyse, yalnız olmayı yeğlerim. - Beni bu yolculukta istemiyor musun? | Open Subtitles | افضل ان اكون وحدي- لاتريدني هنا؟ |
Piyesinde olmamı istemiyor musun? | Open Subtitles | أنت لاتريدني في تمثيليتك؟ |
Bu bebeği doğurmamı istemiyorsun. Richmond'tan ayrılmak istiyorsun. | Open Subtitles | لاتريدني أن أضع هذا الطفل تريدمغادرة"ريتشموند" |
Bu bebeği doğurmamı istemiyorsun. | Open Subtitles | لاتريدني أن أضع هذا الطفل تريدمغادرة"ريتشموند" |
Galiba burada oturmamı istemiyorsun. | Open Subtitles | انت لاتريدني ان انتظر هنا فى الخارج |
Beni kanepende istemiyorsun değil mi? | Open Subtitles | لاتريدني ان انام على كنبتك، أليس كذلك؟ |
Bu dövüşü kabul etmemi istemiyorsun değil mi? | Open Subtitles | أعرف أنك لاتريدني أن أفعل هذا, صحيح؟ |
Gitmemi istemiyorsun. | Open Subtitles | أنتَ لاتريدني أن أذهب |
Yok mu yoksa Louis'i düzeltmemi istemediğin için bana söylemek mi istemiyorsun? | Open Subtitles | لا يوجد ذلك أم أنك لا تريد أن تمنحها لي إذ أنك لاتريدني أن أعالج (لوي)؟ |
İstemediğin hiçbir şeyi ona söylemek zorunda değilim. | Open Subtitles | أنا لست مضطرة بأن أخبرها أيّ شئ لاتريدني أن أفعلة |
Gitmemi istemediğin için kızgınsın. | Open Subtitles | أنتِ غاضب لأنك لاتريدني أن أذهب |
Dediğimi yapsan iyi olr Stu. Yoksa 10 dakika içinde Jacks'i arayıp bilmesini istemediğin şeyleri ona anlatırım. | Open Subtitles | تعال هنا في خلال دقيقة وإلا أخبرت (جاكس) بشيء لاتريدني أن أخبره به |
Lavabodayken benimle konuşmak istemediğini sanıyordum, bir karar ver. | Open Subtitles | ظننت بأنك لاتريدني أن أحادثك وأنت في الحمام اتخذ قراراً |
Beni hiç istemediğini söyledi. | Open Subtitles | بأنّها لاتريدني |
Onlara söylememi istemediğini hissediyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنها لاتريدني أن أخبرهم |
Bildiklerim hakkında mahkemede konuşmamı istemezsin. | Open Subtitles | لاتريدني أن أتحدث بما أعرفه في المحكمة |
Zaten Faye burada olmamı istemiyor. | Open Subtitles | فاي) لاتريدني هنا) |