"لاتريد أن" - Traduction Arabe en Turc

• istemezsin
• istemiyorsun
• istemiyor
• istemediğini
• istemezsiniz
• istemediğin

İnan bana, ...ellerinde masumların kanı olsun istemiyorum. Yüzlerini rüyalarında görmek istemezsin.
لاتريد دماء الأبرياء على يديك، صدقنيّ . لاتريد أن ترى وجوههم بكوابيسِك

Hem büyük sürprizi mahvetmek istemezsin.
بجانب أنك لاتريد أن تفسد المفاجأة الكبيرة

Dolap çevirmek istemiyorsun ama haksız kazanca itirazın yok.
لا تريد أن تغش فى اللعب وأيضا لاتريد أن تكسب بالباطل

sana zarar veriyordu, artık zarar vermek istemiyor, bu sorunu çözecek.
هي تأذي وهي لاتريد أن تؤذى وهذا سيجعل كل شيء ينتهي

Şimdi bunu duymayı hiç istemediğini biliyorum ama anneni yardıma ihtiyacı var.
أعرف أنك لاتريد أن تسمع هذا الأن ولكن عندما تصبح أمك بخير

İnsanların dolandırıldığınızı bilmesini istemezsiniz, değil mi?
لاتريد أن يعرفوا الناس بأنك قد خدعتهم أليس كذلك ؟

Dünyanın bilmesini istemediğin şeylerden bahsediyorum.
شيء أنا متأكد أنك لاتريد أن يعرفه العالم

Bıçak işindeyim! Söylememe izin ver, benimle bıçakçılık işinin hiçbir çeşidinde olmak istemezsin.
دعني أخبرك أنت لاتريد أن تكون في مواضيع بها سكاكين معي

Yani, hayatının kalanında bir postanede çalışmak istemezsin ya.
أنا أقصد, أنت لاتريد أن تعمل في مكان للبريد لبقية حياتك

Patladığı zaman yakınında olmak istemezsin.
أنتى لاتريد أن تكون بالقرب منه عندما ينفجر

Yarınki büyük maçtan önce sakatlanmak istemezsin.
فأنت لاتريد أن تصاب قبل المباراة المنتظرة غداً

Dikkatli ol dostum. Ruh yolundan çıkmayı hiç istemezsin.
انتبه ياصاح ، أنتَ لاتريد أن تخرج عن الطريق الروحاني

Pierce, Abed'in yatakhanesinde Sayborg filmi izlemek istemezsin.
بيرز ، أنت لاتريد أن تشاهد فلم شرطي آلي في سكن عابد

Bunu olmasını istemiyorsun - ölmeyi tercih edeceğini söylemiştin.
أنت لاتريد أن يحدث لك هذا أنت أخبرتنى أنك تفضل الموت

Kalbinin derinliklerinde, o adam için kimseyi öldürmek istemiyorsun.
في الحقيقة أنت لاتريد أن تقتل الناس من أجله

Senin suçun ama hiçbir şey için sorumluluk almak istemiyorsun.
هذا خطأك لكنك لاتريد أن تتحمل مسؤلية كل شيء

Bu çocuk babasının evlendiğini görmek istemiyor, sen de öyle.
هذه الطفلة لاتريد أن ترى أباها وهو يتمم ذلك ، ولا أنتِ كذلك

Oturup da elbisesini kırıştırmak istemiyor o yüzden onu bizim komşunun minibüsüne yatıracağım.
إنها لاتريد أن تجلس على فستانها وتجعّده لذا سأجعلها ترقد في مؤخرة شاحنة جارنا

Babanın suçlu çıkmasını istemediğini biliyorum ama belki de artık hayatına devam edebilirsin.
أعلم أنك لاتريد أن يكون أبوك مذنباً ولكن ربما يمكنك الآن المضي قدماً

Çıkmak istemediğini, düşünmeye başladım.
أنـا آخذ هذا الإنطباع الواضـح هـنا أنـه،ربما لاتريد أن تخـرج

Burada kalmak istemezsiniz. Sıcak su yok ve--
... أنت لاتريد أن تقيم هنا , لايوجد ماء حار

İstemediğin bir şeye seni zorlamak istemiyorum.
وأنا لن أقول لك أن تفعل اشياء لاتريد أن تفعلها