"لاحتساء القهوة" - Traduction Arabe en Turc

• kahve içmeye
• kahve içmek
• karşılıklı kahvelerini yudumlaması
• Kahve almaya
• kahve içebiliriz

Kendi işime bakıyordum, sadece işimle ilgileniyordum taa ki beni bir kahve içmeye çağırana kadar.
كنت أهتمّ بشؤوني وأقوم بعملي ودعاني إلى مكتبه لاحتساء القهوة وتناول الحلوى

Bir fincan kahve içmeye çıktığımızda en azından beni duyabileceğin mesafede kalmanı istemem çok mu?
أمن الكثير أن أطلب أن تبقى مستمعاً إليّ عندما نكون في الخارج لاحتساء القهوة..

Violet bu akşam Allan ile kahve içmeye gidecek.
فايوليت ستذهب لاحتساء القهوة مع آلان اليوم

Kyle geçen hafta kahve içmek için beni dışarı çıkardı.
أخذني كايل لاحتساء القهوة الأسبوع الماضي

Bak, ajandamda bir boşluk var. Seninle bir yerde, kahve içmek için buluşacağız, ama bana söz vermelisin...
اصغ، لديّ وقت فراغ، سألقاك في مكان ما لاحتساء القهوة..

Tıpkı Road Runner'la Çakal'ın oturup bira içtiği ve Tom'la Jerry'nin karşılıklı kahvelerini yudumlaması gibi.
مثلما حدث مع النعامة والذئب توقفوا عن الشجار واحتسوا الجعة معاً أو مثل (توم) و(جيري) جلسوا لاحتساء القهوة

Kahve almaya gidip sonra gelebilirim.
يمكنني الذهاب لاحتساء القهوة والعودة لاحقاً

Düşündüm de belki çıkıp bir kahve içebiliriz.
اعتقد أنه يمكننا الذهاب لاحتساء القهوة لاحقاً

Her neyse Tammy ve ben biz kahve içmeye gittik ve geçen hafta konuştuğumuz gibi konuştuk.
بكل الأحوال، أنا وتامي ذهبنا لاحتساء القهوة وفعلتُ ما تحدّثنا عنه الأسبوع الماضي

İki gece önce neredeydin? Gruptaydım sonra da kahve içmeye gittik.
لقد كنتُ بالمجموعة، وذهبنا لاحتساء القهوة بعدها.

Evet ama kahve içmeye gideriz. Ne dersin?
،أجل، سنخرج لاحتساء القهوة ما رأيك بذلك؟

Bilmiyorum. Beni kahve içmeye davet etti.
لا أعرف أرادت أن تصطحبني لاحتساء القهوة

Bu seferlik bunu Noelle'ye bırakıp seninle bir kahve içmeye gidelim.
وأنا وأنتِ سنذهب لاحتساء القهوة

- kahve içmeye gelemeyeceği için üzgünmüş. - Kahretsin!
هو يتأسف لعدم تمكنه من الحضور لاحتساء القهوة اللعنة!

Bir kahve içmeye gitmeyi çok isterim.
"حسناً، أجل، أودّ الذهاب لاحتساء القهوة"

Onu, bir fincan kahve içmeye yukarı davet ettim.
-فدعوته إلى هنا لاحتساء القهوة

- Sonra kahve içmeye gel.
-عد لاحتساء القهوة لاحقاً . -حسناً، سأفعل .

"Acaba bir ara kahve içmek ister misin diye merak ettim."
كنتُ أتساءل إن كنتِ تودين الخروج برفقتي لاحتساء القهوة في وقتٍ ما

Bir kahve içmek için buluşmamız gerekiyordu, ama ben işi ticarete döktüm.
كان يفترض أن نلتقي لاحتساء القهوة, لكنني انشغلت بأمور مالية.

Bir ara kahve içmek ister misin?
هل تريدين الذهاب لاحتساء القهوة يوما ما ؟

Kahve almaya gitmedim.
لم اذهب لاحتساء القهوة.

Eğer Stan'i pusetinde uyutabilirsem, ...gidip kahve içebiliriz.
إن استطعتُ جعلَ (ستان) ينام في عربته فبإمكاننا الذهاب لاحتساء القهوة