- Evet, doğru. Akşam bir şeyler içmeye ne dersin? | Open Subtitles | أتريدين أن نتقابل الليلة لاحتساء شراب معاً؟ |
- Evet. Arayıp, bir şeyler içmeye davet ettim. | Open Subtitles | أجل لقد اتصلتُ بها و طلبتُ منها مقابلتي لاحتساء شراب |
Dikkatini başka bir yere vermek istersen, seni bir şeyler içmeye götürebilirim. | Open Subtitles | أترغب بتشتّت آخر؟ أودّ دعوتكَ لاحتساء شراب |
Bir ara içki içmeye gitmek ister misin? | Open Subtitles | هل ترغبين في الخروج لاحتساء شراب ذات يوم؟ |
Tanrı aşkına, Edie, içki içmeye mi memografi çektirmeye mi gidiyoruz? | Open Subtitles | إيدي)، هل نحن ذاهبتين لاحتساء شراب) أم تصوير الثدي بآشعة إكس؟ |
Birisiyle konuşması gerekti, bende içki içmek için buluşabileceğimi söyledim. | Open Subtitles | لقد احتاجت شخصًا لتتحدث له وأخبرتني بأن ألتقيها لاحتساء شراب |
bir şeyler içmeye filan? | Open Subtitles | نخرج لاحتساء شراب أو شئ ما؟ |
bir şeyler içmeye filan? | Open Subtitles | تخرجين لاحتساء شراب أو شئ ما. |
- Bilmem. - bir şeyler içmeye çıkacağız. | Open Subtitles | لا أعرف - سنخرج لاحتساء شراب - |
bir şeyler içmeye gitmeliyiz. | Open Subtitles | يجب أن نخرج لاحتساء شراب. |
Seni bir şeyler içmeye götürebilirim. | Open Subtitles | -أودّ دعوتكَ لاحتساء شراب |
Bir müşterisiyle bir şeyler içmeye Hansen'in barına gitti. | Open Subtitles | -حانة (هانزين) لاحتساء شراب مع عميل |
Ben içki içmeye gidecektim. | Open Subtitles | أنا كنت أفكر بالذهاب.. لاحتساء شراب |
İçki içmeye mi geldin? | Open Subtitles | هل أتيت لاحتساء شراب ؟ |
Lütfen Barbie ile içki içmeye zorlama. Bunun çok kolay olduğunu biliyorum Ken. | Open Subtitles | أرجوك لا تجعليني أخرج لاحتساء شراب مع (باربي) و(كين) |
Konyak içmek için misafir odasına çekildik. | Open Subtitles | انتقلنا إلى غرفة الصالون لاحتساء شراب الكونياك |
Sadece bir şeyler içmek için girdiğini söylüyor. | Open Subtitles | يقول إنه دخل فقط لاحتساء شراب. |