Işık yandan yüzünüze vurduğunda Fark ettim. | Open Subtitles | لاحظت ذلك عندما سقط عليك الضوء من الجانب |
Evet, bunu Fark ettim Charlie. Ne yapıyorsun? | Open Subtitles | نعم ,لاحظت ذلك تشارلي,ماذا تفعل بحق الجحيم؟ |
Bizim partilerimizde hiç iyi bir şey olmuyor. Fark ettin mi? | Open Subtitles | . لا يحدث شئ جيد فى حفلتنا هل لاحظت ذلك ؟ |
Fark ettin mi bilemiyorum ama, o işler bana pek uymaz. | Open Subtitles | لا أعرف إن لاحظت ذلك لكنني لا أندمج بسهولة |
Senin evinde değildim. - Farkettim. Çok sevimli bir çocuk. | Open Subtitles | لم أكن بمنزلك نعم ,لقد لاحظت ذلك ,إنه لطيف |
- İki herif yolun ortasında. - Fark ettim. | Open Subtitles | ـ هناك رجلان مرميان على الطريق ـ لاحظت ذلك |
- Çinli olmadığımı biliyorsunuz değil mi? - Fark ettim. | Open Subtitles | حقاً أنت تعرف أننى لست صينياً - لاحظت ذلك - |
Eminim siz dikkat etmişsinizdir, Bay Darcy. Fark ettim. | Open Subtitles | ـ لقد لاحظت ذلك ,أنا متأكدة ياسيد دارسى ـ لقد فعلت |
Aslında çakıllı yoldan geçerken hemen Fark ettim. | Open Subtitles | أجل، في الواقع عرفت لاحظت ذلك وأنا أركض على ممر الحصى |
Fark ettim. Öpüşme daha tutkulu olsun diye mi? | Open Subtitles | أجل، أجل، لاحظت ذلك هل هذا لأنها امرأة شغوفة؟ |
Gerçekten farkında değildim, sonra Fark ettim ve bunun kabalık olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | ولم أكن أنصت حقاً ولقد لاحظت ذلك واعتقد ان هذا شىء غير مهذب |
Fark ettin mi bilmiyorum ama kulağımı deldirdim. | Open Subtitles | لا أعرف إن كنت قد لاحظت ذلك و لكن لدي ثقب في إذني |
Belki Fark ettin, biraz dengesizleşmeye başladım. | Open Subtitles | ربما لاحظت ذلك ولكنني بدت أصبح مشوشة قليلا |
Fark ettin mi bilmiyorum. Ama biz şu anda ekonomik düşüş içerisindeyiz. | Open Subtitles | لا أعلم إن لاحظت ذلك ، لكنّنا في وسط انهيار اقتصادي |
Fark ettin mi bilmiyorum ama bizim yaptığımız şeyi yapan fazla kişi yok artık. | Open Subtitles | ،لا أعلم ما إذا لاحظت ذلك .. ليس هناك الكثير من الناس الذين يفعلون ما نفعله بعد الآن. |
Fark ettin mi bilmiyorum ama dünyada iyi insan eksikliği var. | Open Subtitles | لا أدري إن كنت لاحظت ذلك ولكن هناك نقص بالرجال الصالحين في العالم |
Şahane bir kıçın vardı ve ben de bunu fark edip yorumda bulundum. | Open Subtitles | لديك مؤخرة رائعة وقد لاحظت ذلك وقد قلت ماعندي |
bunu fark ettiğimde biraz garibime gitti, biraz araştırdım ve gördüm ki, orada bir musluk ve üzerinde yürünmesi için 2 metreden uzun bordür uzantısı denen bir şey ve sonra bir park alanı var. | TED | ويبدو ذلك غريباً لي بعض الشيء حيث لاحظت ذلك. ثم قمت بالمزيد من البحث وأتضح أنه ما يبدو أنه طفاية حريق هو في الحقيقة تمديد لممر مشاة، وهو عبارة عن ممر يعرض 7 أقدام للعبور عليه و يمر بمنطقة مواقف. |
Ben taksi şoförlüğü yapıyorum, bunu fark etmişsindir. | Open Subtitles | أنا أقود سيارة أجرة أعتقد أنك لاحظت ذلك |
Çin'de genellikle katlama eğilimi var, Farkettim bunu. | Open Subtitles | في الصين ، فإنهم عادة ما تميل إلى الشعر القصير ، لاحظت ذلك |
Farkettin mi bilmiyorum ama ben de mükemmel değilim. | Open Subtitles | لا أعلم إذا كنت لاحظت ذلك ولكنني لست مثالية |
Diğer çocukların ona kötü davrandığını fark etmiş miydin? | Open Subtitles | هل لاحظت ذلك إن الأولاد الأخرون يخافون منه؟ |