Bankanın parayı geri almak için koyduğu ödül bu. | Open Subtitles | هذه المكافأة التي وضعها المصرف لاستعادة النقود |
Bu bankanın parayı geri almak için koyduğu ödül. | Open Subtitles | هذه المكافأة التي وضعها المصرف لاستعادة النقود |
Bu orman mücadelesinde bir aydan fazla dayandıktan sonra denizciler, kaybettikleri havaalanını geri almaya çalışan Japonların saldırısıyla karşılaştı. | Open Subtitles | بعد تحملهم الحرب في الأدغال لأكثر من شهر واجه جنود المارينز هجوم اليابانيين لاستعادة مطارهم المفقود |
Maalesef Onderon'u geri almanın tek yolu silahlı mücadeleden geçiyor. | Open Subtitles | للاسف الطريقة الوحيدة لاستعادة اونديرون سوف تكون من خلال الصراع المسلح |
Kızımı geri getirmek için yardımı dokunacak herkesle çalışabilirim herhalde. Ne? | Open Subtitles | أظنني سأضطرّ اليوم للتعاون مع أيّ أحد بوسعه مساعدتي لاستعادة ابنتي. |
Çocuklara verecek hiçbir şeyimiz yok. Bizim olanı geri alma zamanı şimdi. | Open Subtitles | ليس هنالك من شيء نعطيه لأولادنا لقد حان الوقت لاستعادة ما هو لنا |
Silinen dosyaları geri getirmenin bir yolu olmalı. | Open Subtitles | يجب أن تكون هناك طريقة لاستعادة تلك الملفات التي تم محوها |
Bu kullanıcıya tarihi yeniden değerlendirme olanağı tanıyor. | TED | ويعطي هذا أي مستخدم الإمكانية لاستعادة سجل التاريخ. |
Bütün bunları güvenimi kazanmak için yapıyorsan Billy, boşa kürek çekiyorsun. | Open Subtitles | إذا كنت تفعل كل هذا لاستعادة ثقتي فهذا سيء بالنسبة لك |
Paramı çabucak geri almak için bir şeyler yapmalıyım. | Open Subtitles | يجب أن أفعل شيئاً لاستعادة أموالي بسرعة. |
Knox bizi ana bilgisayara girmek için kullandı, programını geri almak için değil evrensel uyduları kullanabilmek için. | Open Subtitles | استخدمنا نوكس لولوج الكمبيوتر المركزى لا لاستعادة برنامجة بل للسيطرة على القمر الاصطناعى المحدد للموقع |
Anneni ve o çöreği geri almak için her şeyi yaparım. | Open Subtitles | أنا مستعد لفعل أي شيء لاستعادة أمكما وتلك الكعكة المحلاة |
Hatta daha önce söküldüklerimi geri almaya geldim. | Open Subtitles | في الواقع أنا هنا لاستعادة ما تفاخرت به سابقاً |
Superman Lex'i hapse attığında, ailemin şirketini geri almaya yemin ettim. | Open Subtitles | عندما سوبرمان وضع ليكس في السجن، نذرت لاستعادة شركة عائلتي. |
Cenneti Metatron'dan geri almanın tek yolu birleşmek. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة لاستعادة الجنه من ميتاترون هو بان نكون يداً واحده |
Seçeceğim tek şey oğlumu geri almanın en iyi yolu olacak. | Open Subtitles | الأمر الوحيد الذي عليّ اختياره هو الطريقة الفضلى لاستعادة ابني |
O kızları geri getirmek için ne yaptıklarına dair sert sorular sorduk. | TED | وقمنا بطرح أسئلة صارمة حول تجهيزاتهم سعياً لاستعادة الفتيات المخطوفات. |
Hakikati yayıp, Hıristiyanlık bayrağını yükseltmek ve onun çaldığı inancı geri getirmek için bir şans verin bana. | Open Subtitles | فقط أعطني فرصة لنشر الإنجيل لرفع راية المسيحية لاستعادة الثقة التي سرقها |
Ama biliyor musun, bu benim Sevgililer Günü'nü geri alma yöntemim. | Open Subtitles | ولكن، أتعلميـن؟ هذه طريقتي لاستعادة يوم الحب |
Biri ihtiyacımız olan cevapları ve hatıralarımı geri getirmenin başka bir yolunu söyleyebilecekse dinliyorum. | Open Subtitles | إذا كان أي شخص يمكن أن يخبرني بطريقة أخرى لاستعادة ذكرياتي ولازلنا بحاجة الى الاجابات التي نحتاجها أنا ساستمع |
Amanda ise bakıp şöyle dedi, "Simetrimi yeniden kazanmak ve özgünlüğümü benimsemek için bana verilmiş bir fırsat bu." | TED | أماندا نظرت لها وقالت، إنها فرصة لي لاستعادة تناظري واعتناق أصالتي. |
Ben doğduğumda kaybettiğini düşündüğün statüyü tekrar kazanmak için bilinçsiz bir çaba... | Open Subtitles | نعم. انها فاقد الوعي محاولة لاستعادة حالة شعرت أنك فقدت عندما ولدت |
Uçağı almama yardım et, sana bir kasa viski alırım. | Open Subtitles | ساعدُني لاستعادة طائرتي و أنا سَأَشتري الحقيبة اللعنة. |
Mama Jane içinse, sadece görmeye başlamak değil umutlarını, neşesini ve itibarını da geri kazanma şansı anlamına geliyordu. | TED | ولماما جين، لم يكن ذلك فقط استعادة لبصرها، بل كان يعني فرصة لاستعادة الأمل، لاستعادة الفرح واستعادة الكرامة. |
Tüm bunlara rağmen, Cameron Crowe o gece bana çok değerli bir şey öğretmişti, ...birini geri kazanmak istiyorsan, ...elini taşın altına koymaktan korkmayacaksın. | Open Subtitles | ولكن بغض النظر ، كاميرون كروو علمتني شيئاُ قيمــاً تلك الليلة لاستعادة احد ما لا يمكنك الخوف بوضع نفسك هنـاك |
Hesap konusunda biraz paslandım ama Mike'ı kurtarmak için gerekenden fazla. | Open Subtitles | طبقاً للعملة المتداول بها هنا سيكون لدينا كوكائين كافياً لاستعادة مايك |
Sözlerimi geri alabilmek için hiç şansım olamayacağını düşünüp duruyorum. | Open Subtitles | أعيد ذلك الموقف في رأسي دوماً و كيف أنني لن أحظى بالفرصة لاستعادة هذا |
Seninle bir anlaşma yapmak istiyorum. Ba Sing Se'in kontrolünü tekrar ele geçirmenin zamanı geldi. | Open Subtitles | أريد أن أعقد صفقة لقد حان الوقت لاستعادة سيطرتي على باسينغ سي |
Michael, Kilise'nin yazgısını onarmak için ne yapmalıyım? | Open Subtitles | ماذا ينبغي أن أفعل لاستعادة مصير الكنيسة؟ |