En son emlakçı bir kodamanı kaçırmıştım. Ailesi onu geri almak için 100 bin dolar ödedi. | Open Subtitles | مُختَطفي الأخير كان تاجر عقارات، وأسرته دفعت 100 ألف دولار لاستعادته. |
En son emlakçı bir kodamanı kaçırmıştım. Ailesi onu geri almak için 100 bin dolar ödedi. | Open Subtitles | مُختَطفي الأخير كان تاجر عقارات، وأسرته دفعت 100 ألف دولار لاستعادته. |
Ve çocuğu bir kere sisteme kaydettikten sonra, onu geri almak için çok zor anlar yaşayacağını biliyordum. | Open Subtitles | وكنت أعلم أنه بمجرد دخول طفلها إلى نظام الرعاية سوف تُعاني الأمريّن لاستعادته مرة أخرى |
Gemimin iç bölümü, yaradan dışarı atıldı. Onu geri getirmek için bunu kullanabiliriz. | Open Subtitles | لقداختفىقلبسفينتيفيالجرح ، ولكنيمكننااستخدامهذا لاستعادته. |
- Biliyorum. Onu geri getirmek için her şeyi yapacağız. | Open Subtitles | أعلم ذلك سوف سنفعل كل ما باستطاعتنا لاستعادته |
- Ellerimizi kirletmenin ve onu geri almak için ne gerekiyorsa yapmanın zamanı geldi. | Open Subtitles | حان الوقت لتلطيخ أيدينا والقيام بما يلزم لاستعادته |
Birisi Freebo'ya bir miktar borç vermiş. Ve borcunu geri almak için insanların derisini yüzüyor. | Open Subtitles | أقرض أحدهم مالاً لـ(فريبو) ويعتزم سلخ الناس لاستعادته |
Birisi Freebo'ya bir miktar borç vermiş ve borcunu geri almak için insanların derisini yüzüyor. | Open Subtitles | أقرض أحدهم مالاً لـ(فريبو) ويعتزم سلخ الناس لاستعادته |
- geri almak için elimden geleni yapacağım. | Open Subtitles | -سأفعل ما بوسعي لاستعادته . |
Onu geri getirmek için elimizden geleni yapacağız. | Open Subtitles | سنفعل كلّ ما بوسعنا لاستعادته. |