Sanırım 10 dakika önce Villa Rosa yazan bir tabela gördüm. | Open Subtitles | اعتقد اني رايت لافتة فيلا روسا يا تشارلي منذ عشرة دقائق |
Sanirim yeni bir tabela için en az iki yil bekleriz. | Open Subtitles | انا اقول اننا على الاقل على بعد سنتين من لافتة جديدة |
- Peki, şu bahsedilen "satılık" tabelası neyin nesi? Ön bahçedeki? | Open Subtitles | ما قصة لافتة بيع المنزل الموضوعة في الفناء التي سمعنا عنها؟ |
Görünüşe göre "Kapalı" tabelasını alarak... - ...paramı çöpe atmışım resmen. | Open Subtitles | ''يبدو أنّي عندما أحضرتُ لافتة ''مغلق كنتُ أهدر مالي |
Yaklaşık sekiz mil sonra Şeytan'ın Merdiveni'ni gösteren... bir işaret direği göreceksin ve... görünüşe göre şato öbür tarafta. | Open Subtitles | بعد ، أوه، ثمانية أميالِ سَوف تَرين لافتة لسلم الشيطانَ و حَسناً، على ما يبدو القلعة على الجانب الآخر |
Hıristiyan ve Umutlu Cennete doğru giden yola döndüklerinde, gelecekteki Hacı'ların umutsuzluk devine yaklanmaması için birer tabela koydular. | Open Subtitles | رأيت أنه بمجرد وصولهم بالسلامة إلى طريق السماء وضعاً لافتة ليمنعوا السائحين الآتين من الوقوع في يدّ اليأس الجبار |
Kapıya "kapalı" gibisinden bir tabela da asmak mümkün değil. | Open Subtitles | ليسَ كما تُكبح الإنغلاق ، أو تضع لافتة على الباب. |
Aynı yoldan geri dönerseniz üç kilometre ötede bir tabela var. | Open Subtitles | ، لو عدتما للخلف هناك لافتة علي بعد ميلين علي الطريق |
Yo, hayır. Emin olamıyorum. Her neyse, orada size yolu gösterecek tabela var. | Open Subtitles | أنا لست متأكدة على أية حال ,هناك لافتة توضح ذلك |
Girişinde sihirli bir "Sadece ot girebilir" tabelası falan yok. | Open Subtitles | لا يوجد على المدخل لافتة سحرية تقول إنه لا يُسمح إلا بدخول الحشيش |
Kapı tabelası yazarken sinirlerim bozulmayagörsün. | Open Subtitles | لا تفقدي أعصابكِ بينما تحاولين كتابة لافتة |
Kapıları kilitler kapalı tabelasını asarız. | Open Subtitles | سنغلق الأبواب و نضع لافتة أن المكان مغلق |
Ve yaptıkları şey... ...bu çitlerdeki her kancaya bir işaret takmak. | TED | فما كان منهم إلا أن وضعوا لافتة تحذيرية على كل شوكة في السياج |
Fırlatılışından sonraki günler Sputnik inanılmaz bir merak uyandırmıştı. | TED | لأيام بعد الإطلاق سبوتنك كان تحفة لافتة للنظر |
Dışında Lynch Frost işareti olan bir binanın posta kodu gibi. | Open Subtitles | يبدو أنه رقم بريدي لمبنى ما ستجدون خارجه لافتة لينش فروست |
Kişisel bir şey olarak almayın ama beyaz bir adam Harlem'in ortasında dikilmiş duruyor üzerinde "Zencilerden nefret ederim" yazan bir pankart ile. | Open Subtitles | ليس لان ذلك شخصي لكن وقوف رجل ابيض وسط هارلم يرتدي لافتة مكتوب عليها أكره الزنوج |
Çocukları sıraya soktum, beni takip edebilmeleri için elime bir uyarı levhası aldım, tıpkı yangın tatbikatındaki gibi. | TED | صففت الأطفال، وحملت لافتة ليستطيعوا اللحاق بي عبر الردهة، كمجرد تدريب الوقاية من الحريق. |
Şöyle bir yazı yazmanın kulağa küstahça geldiğini biliyorum... | Open Subtitles | أعرف أن هذا متعجرف قليلا أن أضع لافتة تقول |
15. mil tabelasının oraya engel koyun. | Open Subtitles | ضعوا حواجز الطرق عند لافتة الميل 15 |
Güzel bir afiş asıp şekerden bastonlarını getirdiler. | Open Subtitles | .. علّقوا لافتة .. أخرجوا عكّازات الحلوى |
Şöyle dedi: Neden arabama insanları gitmek istedikleri yere bir jitney'le -- beş sentin argosu -- götürmek için bir levha koymuyorum. | TED | وقال ، حسنا، لماذا لا أضع لافتة على سيارتي أن يأخذ الناس أينما كانوا يريدون الذهاب ب"جيتني" التي كانت عامية ل النيكل |
Börekleri mideye indirirken tabağın yanına iliştirilmiş "Vegan" yazısını fark etmedin mi acaba? | Open Subtitles | اه عندما كنت تحفر في المعجنات هل لاحظت لافتة صغيرة عليها كلمة نباتي |
Bayanlar baylar kaptanımız "kemerlerinizi bağlayın" işaretini verdi. | Open Subtitles | سيّداتي و سادتي، لقد شغّل الربّان لافتة ربط الأحزمة |
Dışarıda Bahçe satışı var! | Open Subtitles | هناك لافتة بيع بالخارج |