Onu kurtarmak için elinden geleni yaptın. Ve kurtardın da. Merhaba. | Open Subtitles | لقد قمت بكل شيء لانقاذها , و قد فعلت أنت بخير؟ |
Hayır, onu kurtarmak için Burgos'a hücum etmeni umuyor. | Open Subtitles | لا انه يتمنى أن تذهب الى بورجوس لانقاذها |
-Onu kurtarmak için bir yol düşün. -Ne? | Open Subtitles | لقد قتلوه وأسرو العمة فكر في شيئ لانقاذها |
- Elbette. - Denizci onu kurtarmaya gönüllü ise biz niye gitmeyelim? | Open Subtitles | بالطبع ان كان البحار يقبل الذهاب لانقاذها فلماذا نحن |
Filoyu kurtarmaya gönderip misillemeye hazırlanıyoruz. | Open Subtitles | سنرسل الاسطول لانقاذها و نستعد لرد كامل |
kurtarmamız gereken bir oda dolusu rehine var. | Open Subtitles | لدينا غرفة كاملة بالرهائن لانقاذها |
Benim için yanıp tutuşursan Onu kurtarmanın bir yolunu bulabileceğini sandım. | Open Subtitles | ظننت أنك إذا ... وقعت في غرامي قد تعثري على طريقة لانقاذها |
Onu kurtarmak için baskın yapabilirdik fakat kızın babasını bekleyip konuşmak zorunda kaldık. | Open Subtitles | كان بوسعنا الذهاب لانقاذها ولكن طُلب منا الانتظار من قبل والدها |
Onu kara büyüye düşmekten kurtarmak için kara büyüyle flört edeceksin yani? | Open Subtitles | اذن,سوف تعبثي بالسحر الاسود لانقاذها مما قد يحصل؟ |
Kızı zahmetten kurtarmak için şişenin bende kalmasına izin veriyorlar. | Open Subtitles | حسنا, سمحوا لي بالاحتفاظ بالزجاجة لانقاذها من الذهاب والاياب |
Onu kurtarmak için yapabileceğim hiçbir şey yoktu. | Open Subtitles | لم يكن هناك اى شئ اخر لم افعلة لانقاذها |
Onu kurtarmak için yapabileceğimiz birşeyler var mıydı? | Open Subtitles | أنه كان بامكانك فعل المزيد لانقاذها ؟ |
- Hayatını kurtarmak için onu riske attı. | Open Subtitles | خاطروا حياتها في محاولة لانقاذها. |
Bak, onu Girişim'den kurtarmak için çok geç. | Open Subtitles | أصغ, لقد تاخر الوقت" "جدا لانقاذها من يد "المبادرة |
Doğal olarak, onu kurtarmak için atladım. | Open Subtitles | ولا اراديا ذهبت لانقاذها |
Gerçekten onu kurtarmaya çalıştık. | Open Subtitles | حاولنا بكل جد لانقاذها |
Onu kurtarmaya mı gideceksin? | Open Subtitles | انت ذاهب لانقاذها? |
Yani tıpkı istedikleri gibi onu kurtarmaya geldin. | Open Subtitles | لذا اتيت لانقاذها كما ارادوا |
Hadi, Grace, kurtarmamız gereken bir çiftlik var. | Open Subtitles | هيا, "جرايس". نحن عندنا مزرعة لانقاذها. |
Bir gezegeni, daha da önemlisi ulusu kurtarmamız gerek. | Open Subtitles | لدينا الكوكب وأمة لانقاذها |
Onu kurtarmanın tek yolu bu. | Open Subtitles | انها الطريقة الوحيدة لانقاذها |
Bana güvenin. Onu kurtarmanın tek yolu bu. | Open Subtitles | هذه الطريقة الوحيدة لانقاذها |