Kendi isteğiyle değildi. hayatını kurtarmak için yapıldı. | Open Subtitles | لم تكن عمليات تجمليه بل عمليات نقل لانقاذ حياته |
Yani, onun hayatını kurtarmak için yaklaşık üç dakikan var. | Open Subtitles | بما يعني أن لديك حوالي 3 دقاءق لانقاذ حياته |
Onu, hayatını kurtarmak için o köye sürgün ettim, sadece uzaklaştırmak için, Apophis sırrımı öğrenmesin diye. | Open Subtitles | -لقد نفيته الى هذه القريه لانقاذ حياته. -فقط لأخذها مره اخرى, خوفا من ان يعلم ابوفيس بسرّي. |
Duymadım fakat benim gördüğüm ...onun ve Angus'un, Dr. Leighton'ın yaptığı şeyi umursamadan onu kurtarmak için her yola başvurduğu. | Open Subtitles | لم اسمعها , لا , لكن ما رأيته كان هي و د, أنغوس ليتون... فعلا كل ما بامكانهما لانقاذ حياته, |
O bebeğin hayatını kurtarmak için etkin bir şekilde çalışacaksak, Bailey'in bebeği olamaz. | Open Subtitles | , لو اننا كلنا سنعمل لانقاذ حياته |