Bilirsiniz siyahlar soğuğu sevmez. Biz tropikal adamlarız. | Open Subtitles | وأنت تعلم بأن الأشخاص السود لايحبون الطقس البارد،نحن أشخاص استوائيين |
Zenciler soğuğu sevmez. Bir tropik insanlarız. | Open Subtitles | وأنت تعلم بأن الأشخاص السود لايحبون الطقس البارد،نحن أشخاص استوائيين |
Birbirlerini hiç sevmezler, bana inan. Bruno'lar seni ölü istiyor. | Open Subtitles | صدقني عندما اقول لك انهم لايحبون بعضهم عائلة البرونو تريدوك ميتا |
Bu ikisinin kadın zevki aynı olduğu için birbirlerini pek sevmezler. | Open Subtitles | هؤلاء الإثنان لايحبون بعضهم لهذه الدرجة لأنهم يتشاركون نفس الذوق في الناسء |
Genelde insanlar düşmanlarını görmekten hoşlanmazlar ama düşmanlarını, demir parmaklıkların ardında görmekten hoşlanırlar. | Open Subtitles | عادة الناس لايحبون أن يرون أعدائهم لكن اذا كان خلف السجن فلا بأس |
Avcıların çoğu yaptığımıza saygı duyar ama daima kurallara uymaktan hoşlanmayan bir kaç gerizekalı olur. | Open Subtitles | ، معظم الصيّادون يحترمون مانفعل ، لكنّ، هنالك دائماً بعض الحمقى . ممّن لايحبون الإمتثال إلى القوانين |
Sanırım hanımefendi bir silaha benzediğini söylemişti. Pek çok insan silahlardan hoşlanmaz. | TED | أظن أنها قالت أنه يشبه المسدس. الكثير من الناس لايحبون المسدسات. |
Anladım ki, ilk buluşmada başarılı embriyo transferi hakkında konuşulmasından hoşlanmıyorlar. | Open Subtitles | يأتي بنتائج عكسية هم لايحبون ذلك عندما تتحدثين عن الانتقال الناجح للاجنة في اللقاء الاول |
Bazı kadınlar, insanların mastürbasyon yapmasını sevmez. | Open Subtitles | كل ماأقوله بعض السيدات لايحبون الأشخاص الذين يستمنون |
Ama erkekler komik kızları sevmez. | Open Subtitles | لكن الأولاد لايحبون البنات من أجل الضحك |
Dikkatli ol. İnsanlar zeki maymunları sevmez. | Open Subtitles | إحترس، البشر لايحبون القرود الذكية. |
Sultanlar çocuklarını sevmez mi anne? | Open Subtitles | السلاطين لايحبون أبنائهم,أمى؟ |
- Samuraylar izinsiz misafirleri sevmezler. | Open Subtitles | السامجديون لايحبون عابرين الطرق. |
Ben dışarıdaki insanım ve onları sevmezler. | Open Subtitles | اننى غريب عنهم, وهم لايحبون الغرباء. |
Yabancıları sevmezler. | Open Subtitles | إنهم لايحبون الغرباء |
Soru sorulmasını sevmezler. | Open Subtitles | إنهم لايحبون الأسئلة |
Ben sadece söylüyorum, bazı kadınlar kendilerini tatmin eden insanlardan hoşlanmazlar. | Open Subtitles | كل ماأقوله بعض السيدات لايحبون الأشخاص الذين يستمنون |
Bak, bazen insanlar diğer insanlardan hoşlanmazlar. | Open Subtitles | إنظري, أحياناً الناس لايحبون بعضهم البعض |
Kadınların çoğu, purodan hoşlanmazlar. | Open Subtitles | العديد من النساء لايحبون السيجار |
Dışarıda yaratıkların var olduğu düşüncesinden bile hoşlanmayan insanlar var. | Open Subtitles | .... هناك ناس بالخارج هناك الذين حتى لايحبون حتى فكرة الفضائيين |
Ordudan hoşlanmayan erkekler vardır. | Open Subtitles | بعض الأشخاص لايحبون الجيش |
Ve Nietzsche. Ah, Nietzsche. Yahudiler Nietzsche'den hoşlanmaz. | Open Subtitles | و نيتشه آه , نيتشه إن اليهود لايحبون نيتشه |
Oyalamak doğru değil. Bundan hoşlanmıyorlar. | Open Subtitles | أنه ليس صحيحا أبقاء الرجال ملعقين في الأنحاء , أنهم لايحبون ذلك |