"لا أحبُ" - Traduction Arabe en Turc

    • sevmem
        
    • hoşlanmıyorum
        
    • hoşuma gitmiyor
        
    • hoşlanmam
        
    • sevmiyorum
        
    Atmasyonu sevmem çünkü hiç beceremem, fakat Kuveyt'te oynadığım son oyunda topu 4 numaralı deliğe bir kerede soktuğumu söyleyeyim. Open Subtitles , أنا لا أحبُ التفاخر , لآن التافخر ليس مريحٌ لي أخر مرة لعبتُ رقم 4 "في مدينة " الكويت
    Bilirsin, insanları elimden kacırmayı sevmem. Open Subtitles أنت تعلم بأنني لا أحبُ أن . يخرج الناس عن طوري
    Kendini içeri kilitlemenden hoşlanmıyorum. Open Subtitles أنت تعرف أننى لا أحبُ أن تغلق الباب على نفسك
    Yok, hayır da hoşlanmıyorum işte. Open Subtitles ليسَ بشكلٍ مباشرٍ, ولكنَّني لا أحبُ ذلكَ الشخص
    Çiftlik işlerini tek başına yapması hoşuma gitmiyor. Open Subtitles إننيّ لا أحبُ أن تعمل في المزرعة وحدها.
    Bu durum benim de hoşuma gitmiyor, dedektif. Open Subtitles لا أحبُ ذلك أيضاً، ايها المحقق
    Benim çöplüğümün yanında çöplük alan insanlardan hoşlanmam. Open Subtitles لا أحبُ الـناس الـذيون يـشترون الـمناطق الـسيئةالـتيبـجانبمناطقيالـسيئة.
    Bu dediğin "Eski çizgi filmleri sevmiyorsun" demekse, sevmiyorum. Open Subtitles إن كنتَ تعني بكلامِكَ هذا أنَّني لا أحبُ الرسوم الكرتونية القديمة فأنا لا أحبها
    Dövüşten önce şımartılmayı sevmem. Open Subtitles أنا لا أحبُ أن يتم تدليلي بكثرة، قبل المباراة.
    Ama kayıt için, hayır, ben palyaçoları sevmem. Open Subtitles ولكن لمعلوماتك الخاصة, فلا أنا لا أحبُ المهرجين
    Satranç taşlarını kaybetmeyi sevmem. Open Subtitles أنتِ تعلمينَ أنَّني لا أحبُ التضحيةَ بقطعِ الشطرنجِ
    Balıkları sevmem ama yine de suyun altında yüzmeleri bana güven veriyor. Open Subtitles أنا لا أحبُ الأسماك لكن الأمر يريحني أن أعلم بوجودهم تحت الماء يسبحون.
    Balıkları sevmem ama onların hâlâ orada yüzmeleri bana güven veriyor. Open Subtitles أنا لا أحبُ الأسماك لكن الأمر يريحني أن أعلم بوجودهم تحت الماء يسبحون.
    Evet, becerilip bırakılmaktan hoşlanmıyorum. Open Subtitles نعم , أنا لا أحبُ أن أضاجع و أوراغ
    İnsanların kötü şeyler yapmasından hoşlanmıyorum. Open Subtitles لا أحبُ عندما يفعل الناس أمراً سيئاً
    Amy'yle takıImaktan hoşlanmıyorum diye... onu umursamıyorum anlamına gelmez. Open Subtitles لأنني، لا أحبُ وجود (إيمي) حولي لايعني أنني لا أهتمُ لها
    Jonathan, arkadaşlarınla görüşmek hoşuma gitmiyor. Open Subtitles (جوناثان)، لا أحبُ رؤية أصدقائك.
    Bir dakika! Ben pornografiden hoşlanmam. Open Subtitles إنتظر لحظة ؛ أنا لا أحبُ المواقع الإباحية
    Evet, açıkçası çocuklarımın yattığım kişiyi görmesinden hoşlanmam. Open Subtitles 27 صباحاً ؛ و السيد ( بولمار ) يغادر شقتُكِ أجل ؛ لا أحبُ بأنّ يعلموا أطفالي مع من أُعاشر
    Tek istediğim beraber çalışmaktı ama zorbalığı sevmiyorum. Open Subtitles ،كلّ ما أردته هو بأن نعمل معًا .لكن لا أحبُ بأن يتمّ التنمر عليّ
    Ama ben bu tanımı sevmiyorum, çünkü bu güveni rasyonel ve tahmin edilebilir kılıyor ve diğer insanlarla iletişim kurabilmek için bizi cesaretlendiren, bir şeyler yapmamızı sağlayan güç anlamına gelmiyor. TED ولكنني لا أحبُ هذا التعريف للثقة، لأنها تجعلُ الثقة تبدو عقلانية ويمكنُ التنبؤ بها، وهي في الحقيقة لا تصلُ إلى إحساس وجوهر البشر لما تتيحُ لنا أن نفعل وكيف تُمكننا للتواصل مع الأشخاص الآخرين.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus