Rahatsız etmek istemem bebeğim ama, sen bağlayabilir misin? | Open Subtitles | أنا لا أريد أن أزعجك يا حبيبتي هلَا ربطتنا؟ |
Sizi Rahatsız etmek istemem ama Theresa dün akşam işe gelmek yok. | Open Subtitles | , أنا لا أريد أن أزعجك و لكن تيريسا لم تعد إلى . العمل الليلة الماضية |
Rahatsız etmek istemem. | Open Subtitles | لا أريد أن أزعجك. |
Canınızı sıkmak istemem ancak sabah yarına yerime birini bakacağınızı söylemiştiniz çünkü itfaiyeci sınavı yarın. | Open Subtitles | لا أريد أن أزعجك ولكنك قلت تحققي من الانباء صباح الغد بما أن إختبار الإطفائية يوم غد |
Seni çok özledim. Rahatsızlık vermek istemem ama bacağını kırdığını duydum. | Open Subtitles | لا أريد أن أزعجك لقد سمعت أن رجلك كُسرت |
Seni rahatsız etmek istemiyorum. Sen ile başa çıkmak için çok fazla. | Open Subtitles | لا أريد أن أزعجك لديك الكثير لتتعاملي معه |
Ben kendini rahatsız hissetmeni istemiyorum. | Open Subtitles | لاأريدأن .. لا أريد أن أزعجك |
Aziz kardeşim, sizi Rahatsız etmek istemem. | Open Subtitles | أخي العزيز لا أريد أن أزعجك |
- Sizi Rahatsız etmek istemem. - Kesinlikle etmezsin. | Open Subtitles | لا أريد أن أزعجك - يجب أن تبقى - |
Seni Rahatsız etmek istemem. | Open Subtitles | لا أريد أن أزعجك |
Sizi daha fazla Rahatsız etmek istemem. | Open Subtitles | لا أريد أن أزعجك بعد الآن. |
Bay Branson, sizi Rahatsız etmek istemem ama geri geldiniz ve temsilci oldunuz. | Open Subtitles | سيد (برانسون)، لا أريد أن أزعجك لكنك قد عدت |
- Canınızı sıkmak istemem leydim. - Lütfen söyle. | Open Subtitles | لا أريد أن أزعجك - رجاء ضايقيني - |
Seni rahatsız etmek istemiyorum ama soracak başka kimsem de yok. | Open Subtitles | بما أستطيع أن أخدمك؟ أصغي، لا أريد أن أزعجك لكن لا أعرف أحداً أخر لأطلب منه |
Yok bir şey, seni rahatsız etmek istemiyorum. Etmiyorsun. | Open Subtitles | لاشيء ، لا أريد أن أزعجك أنت لم تزعجيني |
Neyse, kendini rahatsız hissetmeni istemiyorum, ben... | Open Subtitles | على أية حال ، لا أريد أن أزعجك ، أنا... |