"لا أطيق الإنتظار" - Traduction Arabe en Turc

    • sabırsızlanıyorum
        
    • can atıyorum
        
    • beklemek zor
        
    • gözümde tütüyor
        
    • Sabırsızlıkla bekliyorum
        
    • merak
        
    • iple çekiyorum
        
    Şükran Günü'nde evde olmak için sabırsızlanıyorum. Sen gidiyor musun? Open Subtitles لا أطيق الإنتظار للعودة للبيت لعيد الشكر هل ستذهب للبيت؟
    Ve şimdi yüzmeyi çok seviyorum. Yüzmeye gitmek için sabırsızlanıyorum. TED والأن أحب السباحة. لا أطيق الإنتظار حتى أسبح ثانياً.
    Eve gidip açmak için sabırsızlanıyorum! Open Subtitles لا أطيق الإنتظار لتجربته في المنزل هذا رائع لللغاية
    Her zamanki gibi kuşanıp, Dallas'a takmak için can atıyorum. Open Subtitles لا أطيق الإنتظار لمقابلة دالاس وهزيمتهم كما اعتدنا
    TIME dergimi okumak için sabırsızlanıyorum. Hem de son kopyası. Open Subtitles لا أطيق الإنتظار لقراءة مجلتي، وآخر نسخة
    Kampanyama başlamak için sabırsızlanıyorum. Open Subtitles لا أطيق الإنتظار حتى أبدأ الحملة ماذا قلتِ ؟ لا أطيق الإنتظار حتى أبدأ الحملة
    Olanları onlardan da dinlemek için sabırsızlanıyorum. Open Subtitles لا أطيق الإنتظار كي أسمع الحكاية من قبلهم
    Müziğimle dansetmeni görmek için sabırsızlanıyorum. Open Subtitles أتعلمِ, لا أطيق الإنتظار حتى أراكِ تأتين إليّ
    Kişisel olarak, böyle bir deha ile tanışmak için sabırsızlanıyorum. Open Subtitles شخصياً، لا أطيق الإنتظار لأقابل رجل بمثل هذا الذكاء
    Kulüpteki arkadaşlara anlatmak için sabırsızlanıyorum. Open Subtitles لا أطيق الإنتظار لأخبر الأصدقاء في النادي
    Bu lanet şeyin kaç para ettiğini öğrenmek için sabırsızlanıyorum. Open Subtitles لا أطيق الإنتظار لأعرف ما يساويه هذا الشيء
    Burası harika. Şu şelaleyi görmek için sabırsızlanıyorum. Open Subtitles هذا رائع هنا، لا أطيق الإنتظار للذهاب لشلالات المياه.
    Dürüstçe söylüyorum ki; sabırsızlanıyorum. Open Subtitles يمكنني القول بصراحة أنـّه لا أطيق الإنتظار
    Bize bir çek yazacağın gün için sabırsızlanıyorum. Yapma ya? Open Subtitles لا أطيق الإنتظار حتى أقف على كتفك وأنت تكتب لنا شيكاً
    Bu nehirden kurtulmak için sabırsızlanıyorum. Bu nehir bile değil değil mi? Open Subtitles لا أطيق الإنتظار حتى أخرج مِن هذا النهر اللعين ، إنهُ ليس نهراً ، أليس كذلك؟
    - Görecekleri için şanslı olmalılar. sabırsızlanıyorum. Open Subtitles هم محظوظون لأنهم سيرونكِ، لا أطيق الإنتظار.
    Kendi yatağımda uyumak için sabırsızlanıyorum. Ve bütün gün uyumayı. Open Subtitles لا أطيق الإنتظار حتّى أسلتقي على سريري الخاص
    Her zamanki gibi kuşanıp, Dallas'a takmak için can atıyorum. Open Subtitles لا أطيق الإنتظار لمقابلة دالاس وهزيمتهم كما اعتدنا
    Bu güzel şeyler için büyümeyi beklemek zor. Open Subtitles لا أطيق الإنتظار حتى أكبر وأمتلك أغراضاً جميلة كهذه
    Senin duygusal tepkilerini mantıklı hale getirmesini Sabırsızlıkla bekliyorum. Open Subtitles لا أطيق الإنتظار حتى أرى إرشاداته وهى تواجه إنفعالك
    Doğum günümde bana ne tür bir araba alacağınızı çok merak ediyorum. Open Subtitles لا أطيق الإنتظار لرؤية أي نوعٍ من السيارات ، سأحصل عليها لعيد ميلادي
    Sözleşmeni yenileyeceğimiz günü iple çekiyorum. Open Subtitles لا أطيق الإنتظار حقاً لتجديد العقد الخاص بكِ

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus