Hayır, onu demek istemedim, dünyaya gelirken aklen zayıf olduğumun... ileri sürülmesi bana aşırı gibi geliyor. | Open Subtitles | لا, أعني أن أتجاوز الحد و أجزم بأنني كنت أحمقاً عندما جئت الى هذا العالم |
Ve dışarıda kitap okunmaz demek istemedim. | Open Subtitles | و لا أعني أنه لا يمكن القراءة خارج المنزل، بالطبع |
Maaştan bahsetmiyorum, maaş benim için en önemli şey değil. | Open Subtitles | أنا لا أعني الراتب. المال ليس الشيء الأكثر أهمية لي |
Kesin olarak sizin demiyorum ancak bu izlerin bir kadına ait olduğuna eminim | Open Subtitles | لا أعني بصماتك على وجه التخصيص، لكنني متأكد بإنصاف أن هذه البصمات انثوية |
Seni karalamak istemem, ama çalışma izinin var, değil mi? | Open Subtitles | عفوا – لا أعني المواجهة و لكن ألديك تصريح عمل؟ |
Hayır. Yani, ben yaptım, Dürüst olup... kendi hatamı itiraf etmeliyim. | Open Subtitles | لا , أعني , أنا لم أفعل يجب أن أكون صادقة |
Ve dışarıda kitap okunmaz demek istemedim. | Open Subtitles | و لا أعني أنه لا يمكن القراءة خارج المنزل، بالطبع |
Aslında bu bir iltifat olabilir, iltifat olarak aldıysan, öyle demek istemedim. | Open Subtitles | و لكن يمكن اعتبار هذا مجاملة و في هذه الحالة، لا أعني هذا |
Homoseksüel manasında gay'ler demek istemedim, şunu demek istiyorum "eskiden anne ve babalarınızın dans grupları vardı" ve çok gay gözüküyordu. | Open Subtitles | أنـا لا أعني شذوذاً جنسياً أعني مثل أن تُحضر والدك كرفيق للرقص شذوذ كهذا |
Asla demek istemedim. Yani şov başlayana kadar gelmezse? | Open Subtitles | أنا لا أعني مطلقًا,ماقصدته ماذا إن لم تعد الطاقة قبل موعد العرض؟ |
O Tardis derken, Tardis'e benziyor demek istemedim. O gerçek Tardis yani. | Open Subtitles | عندما أقول هذه هي التارديس، لا أعني أنّها تشبه التارديس، بل هي حقّاً التارديس |
İyi bir ceket olmamasından bahsetmiyorum. Demek istediğim, ceket tam uymamış. | Open Subtitles | لا أعني أنها كانت سترة أنيقة ولكنها لم تكن مناسبة إليه. |
Şimdi kaya ve metalden oluşan gerçek astroidlerden bahsetmiyorum. | TED | انا لا أعني كويكبات حقيقية من صخور و حديد |
Telefonunu bırakmaktan bahsetmiyorum ya da tableti, arabanın anahtarlarını veya elinde her varsa. | TED | وأنا لا أعني هنا بأن تترك هاتفك المحمول أو جهازك اللوحي أو مفاتيح سيارتك أو أي شيء آخر في يديك. |
Hiç kesilmesin demiyorum, daha az kesim diyorum. | TED | لا أعني عدم القطع بتاتاً، ولكن قطعا أقل. |
Üniversiteye gitmeyin demiyorum, ama herkesin gitmesi de gerekmiyor veya herkesin hemen gitmesi gerekmiyor. | TED | لا أعني أنه لا يتوجب عليك الدخول إلى الكلية، ولكن لا يحتاج الجميع إلى ذلك، وليس الجميع بحاجة للذهاب الآن. |
Şaşırmış gibi görünmek istemem, bir sürü erkek benimle flört eder. | Open Subtitles | أعني , لا أعني أن أبدو متفاجئة الكثير من الأولاد يغازلونني |
Hayır, yani gerçekten demek istedim. Amerikalıların düşündüğü gibi. | Open Subtitles | لا أعني التعمق في الأمر بالطريقة الأمريكية |
Carlson'ı tanımadığınızı ima etmiyorum. | Open Subtitles | انا لا أعني بانكم يا رفاق لا تعرفو كارلسون |
Şimdi, sadece sesi kastetmiyorum, Demek istediğim, hakikaten içinizdeki o gök gürültüsünü dinleyin. | TED | الآن، لا أعني فقط الصوت، أنا أعني السماع حقاً لذلك الرعد داخل نفوسنا. |
Evlerde elektriğin yüzde 20'si boşa gidiyor, boşa gidiyor derken, insanların verimsiz ampulleri var demek istemiyorum. | TED | 20 بالمائة من الكهرباء في المنازل تهدر و عندما أقول تهدر، لا أعني بذلك الناس لديها لمبات غير فعالة، قد يكون لديهم |
Yanlış anlaşılmasın, büyük veri sistemlerinin etilen gazı olduğunu veya geçersiz tahminlerde bulunduğunu söylemiyorum. | TED | وحتى أكون واضحة، لا أعني أن الأنظمة تبعث غاز الإيثيلين أو أنها تعطي تنبؤات غير صحيحة، |