İyi bir teklifi değerlendiremeyecek kadar aptal bir adamla kaybedecek vaktim yok. | Open Subtitles | وأنا لا أملك وقت أضيعه مع رجل غبي، لدرجة أنه لا يفكر في اقتراح جيد. |
Bakın, öpüşün. Öpüşmeyin. Bundan iğrenmeye vaktim yok. | Open Subtitles | تقبيل، بدون تقبيل، أنا لا أملك وقت للغثيان، يجب أن نفعل شيئاً. |
Fazla vaktim yok o yüzden çok açık konuşacağım. | Open Subtitles | لا أملك وقت كثير، لهذا لهذا دعني أكون واضحا بقدر ما أستطيع |
Bak bunlar için vaktim yok. Ne bulduğunu söyle, yoksa gidiyorum. | Open Subtitles | حسنٌ، لا أملك وقت لهذا أخبرني بماذا وجدت وإلا سأذهب |
Onlarla görüşmek için zamanım yok. Hemen birine ihtiyacım var. İçimde bir his onun olması gerektiğini söylüyor. | Open Subtitles | لا أملك وقت لأقابل أحدا أريد شخصا يكون مهتما |
Aslında fazla vaktim yok Simon. | Open Subtitles | فى الحقيقة , لا أملك وقت . كافى لهذا سيمون |
Şuan bu iş için gerçekten vaktim yok. | Open Subtitles | لا أملك وقت حقاً لمُناقشة ذلك الأمر الآن |
Bunun için vaktim yok. Burada olmamalıydım... - ... | Open Subtitles | أنا لا أملك وقت لهذا لايتوجبعلىالتواجدهنا... |
Bu saçmalıklara ayıracak vaktim yok. | Open Subtitles | لا أملك وقت لهذا الكلام الفارغ |
- Fazla vaktim yok. Simit almam gerekiyor. | Open Subtitles | اهدأ أيّها النمر - لا أملك وقت كثير, يُفترض مِنّي جلب كعك - |
Dur, Fernand. Bunun için vaktim yok. | Open Subtitles | (توقفعنهذايا( فرناند, أنا لا أملك وقت لهذا |
- Konuşacak vaktim yok. | Open Subtitles | لا أملك وقت للتحدث. |
- Buna vaktim yok Bartowski. | Open Subtitles | لا أملك وقت لهذا بارتوسكي |
Şimdi vaktim yok. | Open Subtitles | لا أملك وقت الآن |
- Başka bir işe ayıracak vaktim yok. | Open Subtitles | لا أملك وقت لعمل آخر. |
Jessica, şu an dikkatimi dağıtacak şeylere ayıracak vaktim yok. | Open Subtitles | (جيسيكا) لا أملك وقت لإضاعته |
Kes şunu, Fernand. Bunun için zamanım yok. | Open Subtitles | (توقفعنهذايا( فرناند, أنا لا أملك وقت لهذا |
Bayım, oyun oynamak için zamanım yok. | Open Subtitles | سيدي لا أملك وقت للألعاب. |