Sana söylemesi kolay tabi, daha Çocuğun yok. Yani, bak, bu tür şeyler için ileriye dönük planlar yapman lazım. | Open Subtitles | يسهل عليك قول ذلك لأن لا أولاد لك بعد أعني، اسمع، عليك التخطيط مسبقاً لهذه الأمور |
Çocuğun yok. Aile kurmak yerine, kariyer yapmayı seçmişsin. | Open Subtitles | و لا أولاد تفضيل المهنه عن العائلة |
Çocuğun yok. Aile kurmak yerine, kariyer yapmayı seçmişsin. | Open Subtitles | و لا أولاد تفضيل المهنه عن العائلة |
Çocuk yok. | Open Subtitles | لا أولاد. |
Peter ile mutlu ama çocuksuz bir evliliği var. | Open Subtitles | وهي متزوجة بسعادة بـ(بيتر) والذي لا أولاد له |
İşini bitirdikten ortalığı temizlemiş. Belli ki çocuğu yok. | Open Subtitles | ونظّف المكان بعد جريمته، "جليّ أن لا أولاد له" |
Senin Çocuğun yok ki! | Open Subtitles | أي أولاد لا أولاد لديك |
-Doğru, senin Çocuğun yok. | Open Subtitles | - حسناً لا أولاد لديك |
Şu Burgundy'deki çocuksuz kaltak tatlı gibi yer onu. | Open Subtitles | تلك الغبية التي لا أولاد لديها في (بورغندي) ستحصل لها على الحلويات فقط |
- Karısı, çocuğu yok. | Open Subtitles | لا زوجة، لا أولاد |
çocuğu yok, evde kocası yok. | Open Subtitles | لا أولاد الزوج ليس بالمنزل |