"لا احب ان" - Traduction Arabe en Turc

• sevmem
• sevmiyorum
• hoşlanmıyorum
• hoşuma gitmiyor
• kullanmak istemezdim

- Benimle dalga geçilmesini sevmem. - Yalan söylüyor. Yerini biliyor.
انا لا احب ان يمزح احد معى انه يكذب, انه يعرف مكانها

Çok pahalılar ve ben pahalı şeyleri ziyan etmeyi sevmem.
إنها غالية, وانا لا احب ان اضيع الاشياء الغالية

Yalan söylenmeyi, sırları sevmiyorum.
انا لا احب ان يتم الكذب علي انا لا احب الأسرار

Şehire inmeyi pek sevmiyorum çünkü bir şekilde beni gerginleştiriyor.
انا لا احب ان احضر الى المدينة كثيرا لأنها تجعلنى متوترة الى حد ما من الجيد ان اراك

Hastaların odalarının bu şekilde olduğunu görmekten hoşlanmıyorum.
لا احب ان اشاهد المرضى يستخدمون حجراتهم كما هذه

Çalışanlarımdan biri tarafından öldürüldüğünü düşünmek hoşuma gitmiyor.
سيد جراهام, لا احب ان افكر فيك مقتولا على يد أحد العاملين عندى

Bu kozumu kullanmak istemezdim ama bu ailenin piri benim ve ne dersem o.
لا احب ان العب هذه الورقة.. لكن انا البطريرك، و لقد تحدثت.

Ben de Yugoslav'ım. Pişirmeyi sevmem, özellikle gıcıklara.
انا يوغسلافية لا احب ان اطبخ خصوصاً للتافهين

Ama kullanılmayı sevmem... ve bileşeni bulduğum zaman... yanlış ellere geçmesinin hiç de iyi olmayacağını düşündüm... ben de haberi biraz yaydım.
لكني لا احب ان اكون مستخدم وعندما وجدت ذلك المركب اعتقدت انه ليس جيداً ان تقع بالايدي الخطأ

İşimi çok ciddiye alırım, Guster ve azarlanmayı sevmem.
اخذ وظيفتي جد جدا , جاستر و لا احب ان اوبخ حسنا , يجب ان نعرف

Borç para vermeyi sevmem, yani tek başınızasınız.
وانا لا احب ان استغني عن الاحتطياطي للتغيير, لذلك انت لوحدك.

Ortama uyum sağlamaya çalışırken, şapkan dikkat çeker. Bir kaskın altına saklanmayı sevmem.
لمحاولة الاختلاط لا احب ان اختفي تحت خوذة

Bak, işimdeki insanları sevmiyorum.
أنظر , انا لا احب ان يتدخل الناس فى عملى.

İnsanların şehirde Yalan yaymalarını sevmiyorum.
انا لا احب ان يتم نشر الاكاذيب في المدينة

Hayır, sadece gerçek dünyayı görebilmeyi sevmiyorum.
لا.. لا احب ان اكون قادرا على التعايش مع العالم الحقيقى.

Nereye gitmemi ve ne yapmamı söylenmesini sevmiyorum.
لا احب ان يخبرني احد اين اذهب وماذا افعل اعتبرها انتهاك

Çünkü kuraldır. Başa sarmayı sevmiyorum.
انا لا احب ان ارجع بداية الشريط

İnsanların beklediği şeyi yapmaktan hoşlanmıyorum.
لا احب ان افعل ما يتوقع الناس انى سافعله

Ona yalan söylemekten hoşlanmıyorum.
لا احب ان أكذب عليها علىَ أن أغادر, لقد ذهبت إلى الغذاء فقط

Biliyor musun, eskiden ben Hazineydim ve yerime başkasının geçmesinden hiç hoşlanmıyorum.
اتعلمين . كان من المفروض ان اكون الكنز لكن لا احب ان استبدل

Sadece işlemediğim suçlarla itham edilmek hoşuma gitmiyor.
انا فقط لا احب ان يتم اتهامي زورا بجرائم لم ارتكبها

Bak, bu kartı kullanmak istemezdim, tamam mı?
انظر, لا احب ان أسحب هذه البطاقة, حسنا؟