Artık buna dayanamıyorum! | Open Subtitles | انا اكره هذا انا لا استطيع تحمل هذا بعد الآن انا اكره هذا |
Bu akşamki çılgınlara dayanamıyorum. | Open Subtitles | انا لا استطيع تحمل اولائك المجانين الليله |
Adamların, benim kuru bokumu içine çekmeleri düşüncesine katlanamam. | Open Subtitles | لا استطيع تحمل فكرة شباب يستنشقون إفرازاتي الجافه |
Kadın-erkek meselesine bulaşmayı göze alamam. | Open Subtitles | لدي الكثير من المحلات التي ستفتح الاشهر القادمة لا استطيع تحمل ان اكون مرتبط |
Eğer bırakırsan, Sonsuza dek seninle kalırım ama bekleyip bir felâketin içine sürüklendiğini görmeye dayanamam. | Open Subtitles | لو تركتها سوف أبقى معك للأبد ولكن لا استطيع تحمل الوقوف الى جانبك واراك تمشى باتجاه كارثه فظيعة |
Domuz gibi kokuyor. Kardeşime söyle buna katlanamıyorum. | Open Subtitles | اشم كرائحة الخنازير اخبر اخي اني لا استطيع تحمل هذا |
Bu odada Edi ve Büdü'yle bir dakika daha kalmaya tahammül edemem. | Open Subtitles | لا استطيع تحمل الجلوس دقيقة اخرى في هذه الغرفة مع هذان الاثنان |
Kanser olduğumdan eminim. Bu acıya dayanamıyorum. Üzgünüm. | Open Subtitles | انا واثقة اننى مصابة بالسرطان لا استطيع تحمل الالم اسفة |
Zira iki genç kızın posta arabasıyla yalnız seyahat etmeleri fikrine dayanamıyorum. | Open Subtitles | لانني لا استطيع تحمل فكرة تجوال شابتين لوحدهما |
dayanamıyorum. Bridget, Kerry'nin bunu sadece sataşmak için yaptığını düşünüyor. | Open Subtitles | لا استطيع تحمل هذا , بريدجيت تعتقد بأن كيري تفعل هذا لإغاظتها فحسب |
Hayal kırıklığına uğrayabilirim ama tamburlanmış mermere dayanamıyorum. | Open Subtitles | الكالسيوم ، ادرى انى ربما اعانى بسببه من ازمة قلبية ولكنى فقط لا استطيع تحمل ذلك |
Daha fazla dayanamıyorum. Yapamıyorum! Sessiz olmaz istemiyorum. | Open Subtitles | لا استطيع تحمل هذا، لا استطيع لا أريد البقاء هادئة |
Bu yatak ıslatan muhafazakarlara dayanamıyorum. | Open Subtitles | لا استطيع تحمل هذا المعقّد لكونه متشدداً |
Paramın ortalıkta gezmesine katlanamam. | Open Subtitles | لا استطيع تحمل ان تكون متداولة الآن |
Buna artık katlanamam. | Open Subtitles | .و لا استطيع تحمل ذلك بعد الآن |
- Bir dakikalığına benimle dışarı gel. - Bu halta katlanamam artık. - Azıcık dışarı geleceksin. | Open Subtitles | -تعالي معي خارجاً لدقيقة لا استطيع تحمل هذا الهراء |
Bu riski göze alamam. (Martı çığlıkları) | Open Subtitles | أخشى اننى لا استطيع تحمل هذه المخاطرة |
Gözaltına alınmayı göze alamam. | Open Subtitles | لا استطيع تحمل العوده الى الحجز |
Yanılmayı göze alamam. | Open Subtitles | لا استطيع تحمل ان تكون مخطئا |
Gözyaşlarınıza dayanamam. | Open Subtitles | لا استطيع تحمل رؤية الدموع فى عيون الصغار |
Başkalarının acısına dayanamam. | Open Subtitles | صناعة السينما ستنهار لا استطيع تحمل ان ارى الاخرين يتألمون |
Archy, patlat şuna bir tane ve okula gönder çünkü artık bunların hiç birine katlanamıyorum. | Open Subtitles | ارتشي اصفعه وارسله للمدرسة لأنني لا استطيع تحمل المزيد |
İki hafta oldu ve artık buna katlanamıyorum. | Open Subtitles | مرَ اسبوعان الآن لا استطيع تحمل الأمر اكثر |
Bu dağınıklığa tahammül edemem. | Open Subtitles | إنني فقط لا استطيع تحمل هذه الفوضى |
Onları açmaya tahammül edemem. | Open Subtitles | لا استطيع تحمل فتحهم |