"لا بأس بهذا" - Traduction Arabe en Turc

• Sorun değil
• Sorun yok
• Önemli değil
• sorun olmaz

Sorun değil, buradan yürüyebiliriz.
لا بأس بهذا نحن نستطيع السير نحو المنعطف من هنا

Sorun değil, Marilyn. Yarın yine ararsın.
لا بأس بهذا مارلين يمكنك معاودة الإتصال غداً

Poşetim yok, böylece almak zorundasın Sorun değil.
ـ ليس لدي حقائب، ستأخذيها هكذا؟ ـ لا بأس بهذا

"Spencer Ricks diyor ki, 'Yemek ve temizlik yaptığı sürece Sorun yok."'
سبينسر ريكس يقول : لا بأس بهذا طالما أنها تطبخ و تنظّف

- Önemli değil, Thomas. Ben yarışta sonuncu oldum.
لا بأس بهذا يا توماس أنا جئت الأخيرة فى سباقى

Tamam, Sorun değil çünkü bu kadar ateş neredeyse her virüsü öldürür.
أتعلمين ، لا بأس بهذا ، لأنه عندما تقومين بتشغيل النار تحته فستقوم بقتل كل ما هو ضار

Sorun değil. Çocukları ve ani isteklerini severim.
لا بأس بهذا أنا أحب الأطفال و اندفاعاتهم

Bu yüzden bir deneyeyim dedim ama Sorun değil.
, لذا فكرت أن أحضر مبكراً لكن لا بأس بهذا

Hayır, hayır Sorun değil. Uzun zamandır sana yumruk atmak istiyordum zaten, o yüzden sağol.
كلا ، لا بأس بهذا ، لأنني كنت أبحث عن فرصة لألكمك فيها منذ وقت طويل ، لذا شكراً لك

Sorun değil, herkese yetecek kadar bomba var.
لا بأس بهذا ، العديد من القنابل في الأنحاء

Yok canım, Sorun değil. Ben kasabalarımı geri severim.
كلا، لا بأس بهذا البيت، يروقني المنزل البسيط العتيق

Sen doğurmak zorunda değilsin, Sorun değil. Gerçekten yapmak istediğin şey buysa ben sana destek olacağım.
لا تريدين أن تنجبي إبنك، لا بأس بهذا سأدعم ذلك إن كان هذا ما تريدينه حقّاً

Kandırdım seni. Bir makineyle konuşuyorsun ama çekinme. Sorun değil.
خدعتك، أنت تتحدث إلى آلة لا تشعر بالخجل، لا بأس بهذا"

Seni kandırdım. Bir makineyle konuşuyorsun ama çekinme. Sorun değil.
خدعتك، أنت تتحدث إلى آلة لا تشعر بالخجل، لا بأس بهذا"

Sorun değil. Senin tavşanların bana göre büyüyor.
لا بأس بهذا تكبر ارانبك في نظري

Öyleyse de bana söylemen yeterli. Benim için Sorun yok.
في هذه الحالة، قل لي فقط لا بأس بهذا معي

Biraz gün ışığı görmüş olurlar, Sorun yok.
هم بحاجة قليلٍ من ضوء النهار .. لا بأس بهذا

- Biraz erken geldim. Umarim sorun olmaz. - Sorun yok.
أنا مبكرة بعض الشيء, آمل أنك لا تمانع - لا بأس بهذا -

Bunu problem etmez misin? Oh, tatlım. Önemli değil.
حسناً يا عزيزي لا بأس بهذا فإننى قد قبلت مقاس البنطلون الجديد

Sorununu anlatmaya hazır değilsen, Önemli değil.
لو أنكِ غير مستعدة للحديث عما يجري معكِ، لا بأس بهذا

Nonoş. Arkadaşlarına katıl. Önemli değil.
اذهب و امرح مع أصدقائك لا بأس بهذا

sorun olmaz diye düşündüm. Bunu yapma.
‫المكان قريب جداً من الشاطىء ‫فظننت أنه لا بأس بهذا