"لا بأس في" - Traduction Arabe en Turc

    • Sorun değil
        
    • Sorun yok
        
    • Önemli değil
        
    Sorun değil; çünkü reddetme fazındasınız, o halde tamam, onları reddebilirsiniz. TED لا بأس في ذلك، لأنك في مرحلة الرفض، لذلك فلا بأس، يمكنك رفضهم.
    Benim varlığım geçici olabilir, ama bu Sorun değil, parçası olduğum şu şeye bakın. TED لعلّ وجودي يكون مؤقتاً، لكن لا بأس في ذلك والسبب، يا إلهي، انظروا من أي شيء أصبحتُ جزءاً.
    Sorun değil. Bazen köpek kakasına müdahale etmelisin. Open Subtitles لا بأس , في بعض الأوقات يطأ الشخص في فضلات الكلب
    Memur bey, bunun için izin mi almalıyım yoksa Sorun yok mu? Open Subtitles هل أحتاج إلى إذن لذلك أيّها الضابط أم لا بأس في ذلك؟
    Bunda Sorun yok ama buharla çalışıyorlar ve nasıl çalıştıracağımı bile bilmiyorum. Open Subtitles لا بأس في ذلك، بإستثناء أنّها تعمل بالبخار، ولا أعلم كيفيّة تشغيلها.
    Yok yok, anlıyorum. Yok, Önemli değil. Bir dahakine cancağızım, bir dahakine. Open Subtitles كلا، أتفهم الأمر، لا بأس في المرة المقبلة يا عزيزي، اتفقنا؟
    Parasını çılgın gibi harcayacaksa harcasın. Sorun değil. Open Subtitles لا بأس في كونه يتصرف بقليل من الجنون في صرف أمواله
    Bak, biliyorsun, beni aramadın, ben de benimle ilgilenmediğini anladım, ve gerçekten, Sorun değil. Open Subtitles اسمع ، تعلم أنك لم تتصل لذا عرفت أنك لا تريدني و لا بأس في ذلك
    Burada kimsenin izlememiş olduğunu düşünmeye başladım, ama Sorun değil. Open Subtitles لدي احساس أكيد أن لا أحد هنا شاهده أيضا لكن لا بأس في هذا
    Sorun değil. Misafiri severim, gerçekten. Open Subtitles أوه, كلا, لا بأس في ذلك أحب الضيوف, حقيقةً
    Hayır, Sorun değil. Böyle yatalım. Open Subtitles كلا, لا بأس في ذلك, لربما إذا اكتفينا بالاستلقاء بهذه الطريقة.
    O adamlar beni dans ederken izleyecekse, Sorun değil. Open Subtitles اذا كان هؤلاء الرجال يريدون فقط رؤيتي وانا ارقص ، لا بأس في ذلك
    Yine unutmuş olman Sorun değil. Open Subtitles لذا لا بأس في كونك نسيت مجدداً فأنا لستُ مستاءة
    Şimdi de temizleyebilirsiniz, Sorun değil. Open Subtitles يمكن أن تدخلي وتنظفيها الآن لا بأس في ذلك
    Sanırım o hergelelerle iş yapmanızda bir Sorun yok. Open Subtitles أعتقد أنه لا بأس في التعامل مع أولئك الأوغاد
    Sorun yok zaten birazdan çıkacağız. Open Subtitles لا بأس في ذلك. فسنغادر قريباً على أي حال.
    Sorun yok, sen odana git ben geleceğim bir dakikaya tamam mı? Open Subtitles لا بأس في ذلك عد إلى غرفتك وسأكون متواجدة خلال دقيقة
    Hayır, hayır, Sorun yok. Eve gelince kendim yaparım. Open Subtitles لا, لا, لا بأس في ذلك سأقوم بذلك حينما أصل للمنزل
    Yani demek istediğim, gidip Caitlyn Jenner hakkında nutuk çekmek istiyorsan Sorun yok; ama insanlara istediğini yapma hakkı veren boş konuşmalar yapamazsın. Open Subtitles أجل، أعني لا بأس في أن تلقي خطاب شكر لكاتلين جينر ولكن لا يمكنك فقط أن تدع الجميع يفعل ما يشاء
    Eğer sadece yatıyorsak... bunda bir Sorun yok. Open Subtitles .. لأننا إن كُنّا هكذا، هذا لا بأس في هذا تمامًا
    Önemli değil. Yalan söylemek zorunda değilsin. Open Subtitles لا بأس في هذا ليس عليك أن تكذب مرة أخرى
    Önemli değil. Bir gün tekrar yürüyeceğim. Open Subtitles لا بأس في أحد الأيام سوف أمشي مرة أخرى

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus