Liz yine gezinmeye başladı, ve benimde biraz çamaşır yıkamam gerekiyordu. | Open Subtitles | ليزكَانتْتَحُومُ ثانيةً، وأنا كان لا بُدَّ أنْ أُصبحَ بَعْض المكوى عَملَ. |
Sabah geç uyandım, ilk iş olarak karnemi çalmam gerekiyordu. | Open Subtitles | إستيقظتُ متأخرة، في البداية لأنني كان لا بُدَّ أنْ ازور شهادة النجاح |
Deli olmadığımı ispatlamam gerekiyordu. | Open Subtitles | أنا فقط كان لا بُدَّ أنْ أُثبتَ بأنّني ما كُنْتُش مجنونَ. |
Doktor, on beş yaşındayken aileme, evlâtlık olduklarını söylemem gerekti. | Open Subtitles | ثمّ، طبيب، متى أنا كُنْتُ بعمر 15 سنةً، أنا كان لا بُدَّ أنْ يُخبرَ أبويَّ بأنّهم تُبنّوا. |
Okulu bırakması gerekti, para sorunu yüzünden bu yüzden arkadaş olduk. | Open Subtitles | زائد، هي كان لا بُدَّ أنْ تَخْرجَ، لتعمل للقضاء على المشاكل الماليه ولذلك تحولت علاقتنا الي نوع من الصداقة |
Elbette iş seyahatine çıkmak zorundaydı, ama bundan nefret ederdi. | Open Subtitles | بالطبع هو كان لا بُدَّ أنْ يُسافرَ للعملِ، لَكنَّه كَرهَه |
Mel, polip ameliyatının tarihini değiştirmek zorunda kaldı. | Open Subtitles | ميل كان لا بُدَّ أنْ يُعيدَ تحديد جراحة زائدته اللحمية. |
Daha önce burada olan şeyleri kullanmak zorunda kalmış. | Open Subtitles | هو كان لا بُدَّ أنْ يَستعملَ الأشياءَ ذلك كَانتْ هنا. |
Yine de şampanya kadehlerini vermek için Frasier'a uğramam gerekiyordu | Open Subtitles | أنا ما زِلتُ كان لا بُدَّ أنْ أَتوقّفَ عند فرايزر. أنا كان لا بُدَّ أنْ أَعطيه أقداحَ شمبانياه. |
Değiştirmem gerekiyordu. | Open Subtitles | حَسناً، أنا ببساطة كان لا بُدَّ أنْ أَتغيّرَ. |
Yedi uçağı çevirmesi gerekiyordu. | Open Subtitles | هو كان لا بُدَّ أنْ يجعل سبع طائرات تقوم بدورةِ. |
Elbiseyi çıkarmam gerekiyordu. | Open Subtitles | أوه، أنا فقط كان لا بُدَّ أنْ أَخْرجَ ذلك اللباسِ. |
Ona yardım etmem gerekiyordu. | Open Subtitles | أنا كان لا بُدَّ أنْ أَذْهبَ قبضةَ يَدّه. |
Takımın Atlanta'ya gitmesi gerekiyordu. | Open Subtitles | الفريق كان لا بُدَّ أنْ يَطِيرَ إلى أطلانطا. |
Biz burada bakteri DNA'sı testi yapamadığımız için dışarıdaki bir laboratuara göndermem gerekti. | Open Subtitles | أنا كان لا بُدَّ أنْ أَحْصلَ عليه مِنْ خارج المختبرِ منذ نحن لَمْ نُجهّزْ ليَعمَلُ إختبار دي إن أي جرثوميُ أنفسنا. |
Onu eve bırakmam gerekti. | Open Subtitles | كان لا بُدَّ أنْ. أُوصلَها إلى البيت بالسيارة |
Ne yazık ki buraya geri dönmem gerekti. | Open Subtitles | لسوء الحظ، أنا كان لا بُدَّ أنْ أَرْجعَ هنا. |
Kendi üzerinde olduğunu bulmak zorundaydı. | Open Subtitles | أنت كان لا بُدَّ أنْ تَجدَ الذي خارج لوحدك. |
Biz fark etmeden önce geri almak zorundaydı. | Open Subtitles | هو كان لا بُدَّ أنْ يَستعيدَه قبل نحن تَعقّبنَاه. |
Önce biraz yağcılık yapmak zorunda kaldı. | Open Subtitles | لَكنَّه كان لا بُدَّ أنْ زبّدْها فوق قليلاً. |
İşte bu yüzden işi bırakmak zorunda kaldı. | Open Subtitles | الذي بالضبط لِماذا هي كان لا بُدَّ أنْ تَتْركَ. |
Kikirik bir şov daha eklemek zorunda kalmış. | Open Subtitles | أوه، يَجيءُ! الضحك كان لا بُدَّ أنْ يُضيفَ a معرض. |
Büyücü kadın keskin bir cam parçasıyla klitorisimi keserken... annem üstüme oturup bacaklarımı tutmak zorunda kalmış. | Open Subtitles | أمّي كان لا بُدَّ أنْ تَجْلسَ عليني ويَحْملُ سيقانَي تَفْتحُ... بينما الساحرة قطّعتْ مِنْ بظرِي مَع a قطعة زجاج حادّة. |