Neden eve öldürdüğün hayvanları ya da kemikleri getirmiyorsun? Ver şunları bana. | Open Subtitles | لماذا لا تحضر إلى المنزل عظاماً أو حيوانات تقتلها أنت؟ |
Hey, Neden Nadya'yı İlk çıkmanızda konsere getirmiyorsun? | Open Subtitles | لما لا تحضر نادية للحفلة الموسيقية أولا؟ سيكون هذا رائعا |
Ne olmaya çalışıyorsun, turp mu? Sakın bana hiç görmediğin bir insandan, nasıl bulaştığını bile bilmeden, bir anlaşma getirme. | Open Subtitles | لا تحضر لي صفقة مع شخص لم تقابله قط، ولا تعرف كيف تصل إليه؟ |
Sana o lanet tapuyu tekneye bile getirme demiştim. | Open Subtitles | لقد أخبرتك أن لا تحضر هذه الوثيقة الملعونه الي القارب |
Neden kendine bir içki almıyorsun, bir dakika sonra yanında olurum? | Open Subtitles | لماذا لا تحضر لنفسك شراب؟ و سأكون معك بعد دقيقه؟ |
Zamanında gelemiyorsan hiç gelme. | Open Subtitles | إن عجزت عن الحضور على الوقت، لا تحضر البتّة. |
Ve hazır gitmişken... bana meyve suyu getir! | Open Subtitles | لا إذهب أنت إلى الجحيم لماذا لا تحضر إلى صندوق العصير |
Jack, bayana bir viski getirsene. | Open Subtitles | جاك، لماذا لا تحضر لهذه السيدة ويسكي؟ |
Neden sadece yatağa gelmiyorsun, Trev? Lütfen. | Open Subtitles | لماذا لا تحضر الى السرير ,ارجوك يا تريفور |
Neden bir kola alıp karavana getirmiyorsun? | Open Subtitles | لمَ لا تحضر إلي مياه غازية عند المقطورة؟ |
Madem fark etmiyor, neden arkadan bir kaç tane büyük getirmiyorsun? | Open Subtitles | حسناً، إن كان لا يهمّ، لم لا تحضر البعض منهم هنا , أيها المتحاذق؟ أتعلم؟ |
Neden bize içki getirmiyorsun ve basit İtalyan çeşmesi gibi açık kalmış ağzınla orada durmayı bırakmıyorsun? | Open Subtitles | لذا، لمـا لا تحضر لنا بعض المشروبات وتوقف عن الوقوف هنا وفمك مفتوح مثل نافورة إيطالية رخيصة؟ |
- Neden ona bir bardak su getirmiyorsun? - Evet. | Open Subtitles | لماذا لا تحضر كوب ماء خاص بها نعم |
Neden hiçbir zaman eve birini getirmiyorsun? | Open Subtitles | أتعلم , لم لا تحضر أحد إلى المنزل؟ |
Silahlı çatışmaya asla bıçak getirme. | Open Subtitles | لا تحضر سكيناً إلى قتال بالأسلحة النارية. |
Sonra temizlemeyeceksen köpeklerini buraya getirme. | Open Subtitles | لا تحضر كلابك هنا،اذا كنت لا تستطيع التنظيف بعدهم |
Davetlisin. Katılım zorunlu. Kaskı getirme. | Open Subtitles | أنت مدعو ، الحضور إجباري ، لا تحضر الخوذة |
Kocamla konuşuyorum. Neden kendi yastığını kendin almıyorsun? | Open Subtitles | أتحدّث إلى زوجي، فلِمَ لا تحضر وسادتك اللعينة بنفسك ؟ |
Neden bize içki almıyorsun? Ben birazdan geliyorum. | Open Subtitles | لما لا تحضر لنا الشراب, ساكون معك في الحال. |
Bak, eğer toplantıya katılmak istemiyorsan söylemen yeter ya da hep yaptığın gibi böyle çat kapı gelme ama bu saçmalık gerçekten çok can sıkıcı. | Open Subtitles | ان كنت تريد الخروج من الاجتماع فقل هذا او لا تحضر الاجتماع كما تفعل دائماً ولكن هذا الهراء مزعج |