"لا تدري" - Traduction Arabe en Turc

• bilmiyorsun
• Bilmiyor musun
• bilemezsin
• bilmiyorsunuz
• farkında değilsin
• fikrin yok
• haberi yok
• bilmezsin
• bilmediğin
• bilmediğini
• bilmiyorsan
• bilemezsiniz

bilmiyorsun. Korkunçtu. Beni öldüreceğini söyledi.
. لا تدري كم كان مروعاً قال بأنه سيقتلني

Bunu neden yapacağını bile bilmiyorsun.
.أنتَ لا تدري لمَ أنت مقدمٌ على ما أنت مقدمٌ عليه

O bekliyor. Benim ne yaptığımı bilmiyorsun.
هو بانتظاره أما أنا فأنت لا تدري ما أفعله.

Yoksa sen kim olduğunu Bilmiyor musun?
أنت لا تدري من تكون بولزاى

İçinde böyle bir şeyin olmasının ne demek olduğunu bilemezsin.
لا تدري كيف يبدو الأمر وأنا أحمل ذلك الشئ بداخلي

Hatta, 30 dakika önce istediğiniz ısı koruyucuyu alınca da ne olacağını bilmiyorsunuz.
لا تدري إن كنت ستحصل على البطانية التي طلبتها من نصف ساعة.

Dinle. Sen iyi bir adamsın, ama içine sürüklendiğin şeyin farkında değilsin.
استمع الي,انا احبك,لكنك لا تدري في ماذا وقعت نفسك هنا

Sen bunu neden yaptığımı bilmiyorsun.
أتعلم ماذا ؟ انت لا تدري لماذا أقوم بهذا

Üzücü olan şey, gerçekten onun ne olduğunu bilmiyorsun, değil mi?
المحزن في الأمر أنك لا تدري ما هو، أليس كذلك؟

Şu an neden söz ettiğini bilmiyorsun ama zamanla olayları daha iyi kavrayacaksın.
لا تدري عم تتحدث بالتأكيد لكنك ستتفهم الأمور أكثر مع الوقت

-Sen neden bahsettiğini bilmiyorsun. -Şu an sayıları alıp topu taşıyor olabilirsin.
انت لا تدري عن ماذا تتحدث - توم يمكنه الكذب عليك -

Kaç kişinin hayatı buna bağlı bilmiyorsun. O küreyi bul.
لا تدري عن الأرواح التي على المحكّ، ابحث عن الكرة السماوية.

Nedenini bilmiyorsun, ama istiyorsun.
أنتِ لا تدري سبب رغبتكِ بذلك ، لكنكِ ترغبي بذلك.

Neden yaptığını Bilmiyor musun?
لا تدري لم فعلت ذلك؟

- Onun kim olduğunu Bilmiyor musun?
لكنك لا تدري من هذا؟

Ama bilemezsin ki, banka soyguncusunu oynamak eğlenceli olabilir.
لا تدري ربما تكون لعبة السطو على البنك ممتعة

Anladınız mı? Burada neyle uğraştığınızı bilmiyorsunuz.
يجب أن تفهم أنك لا تدري مع من تتعامل هنا

Ona o kadar benziyorsun ki farkında değilsin.
أنك تبدو كأنك هو أنك لا تدري مدى الشيه

Onun neler yapabileceğini bilebilirsin ama benimkiler hakkında hiçbir fikrin yok.
لأنك تظن أنك تعرف ما يستطيع فعله، لكنك لا تدري ما أستطيع فعله.

Buraya geldiğimden bile haberi yok. Şu nokta da tek şansım sensin.
هي لا تدري بقدومي لرؤيتك أنت فرصتي الوحيدة في هذا

Sonra da ne yapacağını bilmezsin.
لكن في لحظة ما أنت تقوم بها و عندها لا تدري ما الذي يجب أن تقوم به

Bazen nedenini bilmediğin şeyler yaparsın.
أتعرف، أنك أحياناً تـُقدم على أشياءاً وأنت لا تدري لماذا؟

Annem neden farklı davrandığımı bilmediğini söylüyor.
امي تقول انها لا تدري لماذا تصرفاتي مختلفة

Eğer neye baktığını bilmiyorsan, bunlar o kadar kötü şeyler değil.
إن أمر هذه هين إن كنت لا تدري عما فيها شيئا

Çocuğunun acı çektiğini görmenin ve onu rahatlatmak için bile dokunamamanın nasıl bir şey olduğunu bilemezsiniz.
انت لا تدري مدي صعوبة ان تري طفلك وهو يعاني ولا يمكن حتي ان تخفف عنها ولو بلمسه من يديك.