"لا ترغبين" - Traduction Arabe en Turc

    • istemezsin
        
    • istemiyorsun
        
    • istemediğine
        
    • istemediğini
        
    • istemiyorsan
        
    • istemediğinden
        
    • istemezsen
        
    • istemezsiniz
        
    • istemiyorsunuz
        
    • istemiyor musun
        
    Tatlım, halletmem gereken bir iş var. Sorumsuz bir koca istemezsin. Open Subtitles . لديّ عمل عليّ القيام به أنت لا ترغبين بزوج مُستهتر
    Şu gergedanın yapmasını istemezsin değil mi? - Ama sen- Open Subtitles أنتِ لا ترغبين ان يقوم هذا الكركدن بذلك، اليس كذلك؟
    Harika bir düğün salonu yaptılar ve sen kullanmak istemiyorsun. Open Subtitles لقد أنشأوا قصر لحفلات الزفاف, وأنتِ لا ترغبين حتى باستخدامه.
    Hiçbir zaman gelmesini istemediğin bir otobüsü bekliyorsun çünkü bir yere gitmek istemiyorsun. Open Subtitles تنتظرين حافلةً آملة ألّا تصل أبداً لأنكِ لا تريدين ركوبها لأنك لا ترغبين بالذهاب لأي مكان
    Binmek istemediğine emin misin? Open Subtitles أمتأكدة أنك لا ترغبين في الركض لثـانية ؟
    Bunu istemediğini biliyorum ama ikimiz için de en iyisi bu. Open Subtitles أنا اعرف انك لا ترغبين في هذا و لكنه الأفضل لكلانا
    Eğer beni burada görmek istemiyorsan bunu bana söyle. Open Subtitles إذا كنتِ لا ترغبين بوبجودي هنا ، فأخبريني ولكن دعيني أرى وجهك لأصدق
    Seninle kalmamı istemediğinden emin misin? Open Subtitles هل أنت متأكدة من أنك لا ترغبين أن أذهب معك؟
    Tımarhanede bir hücrede yaşamak istemezsin, değil mi? Open Subtitles . أنتى لا ترغبين بممارسة الأعمال المنزلية فى زنزانة
    Nefes alışını bozmak istemezsin, değil mi? Open Subtitles لا ترغبين بأن يتأثر مجرى التنفس أليس كذلك؟
    Son 10 yıldır benim çektiklerimi istemezsin. Open Subtitles أنتِ لا ترغبين بتكرار نفس معاناتي خلال العشرة أعوام الماضية
    Yani şimdi benle işte bir gün daha geçirmek istemezsin herhalde, değil mi? Open Subtitles إذاً لا ترغبين بقضاء يوم آخر معي بالعمل؟
    Sanırım sen de Bay Darcy'nin sana ilgi duymasını istemiyorsun, değil mi? Open Subtitles بالتاكيد انت لا ترغبين باهتمام السيد دارسي، اليس كذلك؟
    Tamam, işin hakkında konuşmak istemiyorsun. Open Subtitles حسناً، لا ترغبين في التحدث عن عملك؟ حسناً
    Bir daha gelmemi istemiyorsun. Open Subtitles لا ترغبين في عودتي إلى هنا مرة أخرى، حسناً
    5 dakikalığına içeri gelip oturmak istemediğine emin misin? Open Subtitles هل أنت متأكدة بأنّكِ لا ترغبين بالراحة فقط لخمس دقائق؟
    Filmin sonunu görmek istemediğine emin misin? Open Subtitles أواثقة أنكِ لا ترغبين في مشاهدة نهاية الفيلم؟
    Güzel.Tekrar benimle olmak istemediğini söyle bana... yaptığımız tüm bu konuşmalardan sonra. Open Subtitles اخبريني بانك لا ترغبين بالخروج بعد المحادثه التي اجريناها
    Basketbol istemiyorsan, spor salonunda yapılacak başka sporlar da var. Open Subtitles اذا كنت لا ترغبين في لعب كرة السلة أعرف بعض الألعاب الأخرى
    Kocanı aramak istemediğinden emin misin? Open Subtitles هل أنتِ متأكدة أنكِ لا ترغبين في الإتصال بزوجكِ ؟
    Genelde Connecticut'dan çıkar, Rock Creek Parkı'ndan geçip 16'dan dönerim, ama istemezsen hepsini yapmak zorunda değiliz. Open Subtitles عادة اذهب الى شارع كونتيكت و عبر حديقة روك كريك ومن ثم عودة عبر الشارع 16 لكننا لسنا مضطرين لفعل ذلك ان كنت لا ترغبين
    Yanlış kızkardeşi parçalamak istemezsiniz, değil mi? Open Subtitles إنكِ لا ترغبين بتحطيم الأخت الخاطئة الآن، أليس كذلك؟
    Artık avcunuzun içindeler, ama onları yakalamak istemiyorsunuz, öyle mi? Open Subtitles هم بمثابة موتى، و بالرغم من هذا لا ترغبين بأخذها؟
    Benimle gelmek istemiyor musun? Open Subtitles أنتِ لا ترغبين في المُغـادرة؟ لقضاء المزيد من الوقت معاً؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus