"لا تضحك" - Traduction Arabe en Turc

    • Gülme
        
    • gülmüyorsun
        
    • Gülmeyin
        
    • gülmüyor
        
    • Gülmesene
        
    • Gülmeyeceğine
        
    • alay etme
        
    Gülme, çok iyi gelir. Kaslar ve ezikler için harika. Open Subtitles لا تضحك , انها تعمل انها جيدة لالتهاب العضلات والكدمات
    Gülme. Her şeyi çözeceğimi sanmak budalacaydı. Open Subtitles لا تضحك فقد كان تفكير هزليا مني اذ تصورت ان بامكاني حل القضيه
    Benim arzum ve inancım var. Gülme, çok ciddiyim. Open Subtitles لدي الارادة ، و لدي الايمان لا تضحك ، فأنا جاد
    Hey komik balık. Şuan gülmüyorsun değil mi, huh? Open Subtitles يا سمكة المهرج أنت لا تضحك الآن، أليس كذلك؟
    - Grant saç ektirmez. - Gülme. Open Subtitles جرانت لن يأتى بأى أدوية لا تضحك فأنت بعده
    Gülme, seni öldürürüm. Open Subtitles انت تصوبيبن نحوها؟ انا كذلك لا تضحك ساقتلك
    Lise, üniversite, Yunanistan'da bir yıl ve sebebide, sakın Gülme, yunan salatasını hep çok sevmişimdir. Open Subtitles المدرسة الثانوية، الجامعة سنة في اليونان و لأنني، و لا تضحك دائماً أحببت السلطة اليونانية
    Gülme ama bu yıl ilk defa hindiyi pişireceğime söz verdim... Open Subtitles لا تضحك , ولكنى وعدتك أن أنتقى الديك الرومى لأول مرة هذه السنة
    Gülme ama bu yıl ilk defa hindiyi pişireceğime söz verdim... Open Subtitles لا تضحك , ولكنى وعدتك أن أنتقى الديك الرومى لأول مرة هذه السنة
    Sarhoş domuz. Gülme bana! Sakın bana Gülme! Open Subtitles انت السـافل والحيوان لا تضحك ، انت لا تسـاعدني في متطلبات البيت لا تضحك
    Gülme Jeff, siz de geliyorsunuz. Open Subtitles حسنا ، لا تضحك يا جيفري أنت وأودري قادمون
    Gülme ama, komünyona gittiğimde, sanki İsa bana bardağın içinden bir şeyler fısıldıyordu. Open Subtitles حسناً، لا تضحك لكن حين أذهب للقربان المقدس يبدو وكأن المسيح يهمس إلىّ من داخل الكأس
    Güzel. Gülme, küçük hergele, ömrün benden kısa sürdü. Open Subtitles جيد، لا تضحك وإلا تركتك تموت أيُها الوغد الصغير.
    Gülme lan, hıyar. Her şeyi ortada bırakmışsın. Open Subtitles لا تضحك ايها المغفل انت تركتهم يكذبون بخصوص هذا
    Bu şarkıyı uzun zaman önce yazdım sakın Gülme. Open Subtitles انها أغنية ألفتها منذ فترة طويلة، لذى لا تضحك
    Gülme ama bir süredir profesyonel olarak pandomimle uğraşıyordu. Open Subtitles لا تضحك ولكنه لفترة عمل كممثل إيحاء محترف
    Artık gülmüyorsun dostum! Open Subtitles أنت لا تضحك الآن أليس كذلك يا صديقى؟
    Niye gülmüyorsun? Open Subtitles انت مرحب بك لتأتي معي لماذا لا تضحك ؟
    Gülmeyin, işinizi yapın. Open Subtitles ريكى, لا تضحك, والا ستحصل على المخاط فى الماء
    Ne demek istiyorsun? Komik bir şey olduğunda gülmüyor. Open Subtitles عندما تسمع كلاماً مضحكاً لا تضحك نهائياً
    Kör olduğum zaman göremem. Gülmesene. Open Subtitles عندما كنت أعمى ، لم أكن أرى لا تضحك
    Bunu yapma ona. Gülmeyeceğine yemin ettin. Open Subtitles لا تفعل هذا بها لقد أقسم بأن لا تضحك عليها
    Benimle alay etme. Okyanusa hiç gitmedim. Open Subtitles لا تضحك علي لم أرى المحيط أبداً

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus